Was heißt »Geld« auf Türkisch?

Das Substantiv »Geld« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:

  • para

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Es ist besser, Geld ohne ein Bankkonto zu haben, als ein Bankkonto ohne Geld.

Banka hesabı olmadan paraya sahip olmak, parasız bir banka hesabına sahip olmaktan daha iyidir.

Geld regiert die Welt. Wer regiert das Geld?

Para dünyayı yönetir. Parayı kim yönetiyor?

Besser ein Mann ohne Geld als Geld ohne Mann.

Parasız adam, adamsız paradan iyidir.

Wenn man hingegen um Geld bittet, muss man gewisse Bedingungen annehmen.

Biz borç para aldığımızda , şartları kabul etmeliyiz .

Ich will Geld.

Ben para istiyorum.

Können Sie sich die Welt ohne Geld vorstellen?

Parasız dünyayı düşünebiliyor musunuz?

Werbung ist die Kunst, Leute zu überzeugen, Geld auszugeben, das sie nicht haben, für etwas, das sie nicht brauchen.

Reklam, insanları ihtiyacı olmayan şeylere, sahip olmadıkları paraları harcamaya ikna etme sanatıdır.

Vergiss dein Geld nicht.

Paranı unutma.

Weder Gerechtigkeit noch Freiheit sind möglich, wenn nur das Geld regiert.

Sadece paranın hüküm sürdüğü yerde ne adalet ne de özgürlük mümkün olur.

Ich habe nicht so viel Geld, wie du denkst.

Düşündüğün kadar çok paraya sahip değilim.

Zu viel Geld?

Ne kadar para?

Ich habe viel Geld.

Benim çok param var.

Unser Lebensstil hängt größtenteils vom Geld ab.

Yaşam tarzımız büyük ölçüde paraya bağlıdır.

Reicht das Geld?

Bu para yeter mi?

Ich habe mein ganzes Geld verloren.

Bütün paramı kaybettim.

Fußballspieler verdienen viel Geld.

Futbolcular çok para kazanır.

Allerdings habe ich kein Geld.

Kesinlikle hiç param yok.

Kesinlikle meteliksizim.

Über Geld spricht man nicht, man hat es.

İnsan sahip olmadığı para hakkında konuşmaz.

Sie wollten Geld verdienen.

Onlar para kazanmak istiyorlardı.

Er hat das für Geld gemacht.

Para uğruna yaptı.

Ich hätte das Geld nehmen sollen.

Parayı almalıydım.

Er lernt Französisch, um mehr Geld zu verdienen.

O daha fazla para kazanmak için Fransızca öğreniyor.

Sie hatte Geld wie Sand am Meer.

Denizdeki kum kadar parası vardı.

Ich muss Geld verdienen, um mir einen PC kaufen zu können.

Kendime bir bilgisayar satın alabilmem için para kazanmam gerekiyor.

Heute gibt es Geld.

Bugün para var.

Tom hatte kein Geld.

Tom'un hiç parası yoktu.

Das Vorhaben verschlingt eine Menge Geld.

Bu proje çok para yer.

Er gibt viel Geld für Kleidung aus.

Kıyafet için çok para harcar.

Fakt ist, dass ich das ganze Geld ausgegeben habe.

Gerçek bütün parayı harcamış olmamdır.

Tom hat es nur fürs Geld gemacht.

Tom onu sadece para için yaptı.

Vielleicht befürchtete er, ich würde ihn an das Geld erinnern, welches er sich von mir geborgt hatte.

Belki benden ödünç aldığı parayı hatırlatacağımdan korkuyordu.

Sie überschrieb das Geld ihrer Tochter.

Parayı kızına devretti.

Er braucht das Geld.

Paraya ihtiyacı var.

Ich brauchte das Geld.

Paraya ihtiyacım vardı.

Wo ist mein Geld?

Param nerede?

Ich brauche kein Geld, sondern Ihren Rat.

Paraya değil, tavsiyene ihtiyacım var.

Um Geld zu verdienen, arbeitete er viel.

O para kazanmak için çok çalıştı.

Und wo kommt das Geld her?

Ve para nereden geliyor?

Tom hat viel Geld.

Tom'un çok parası var.

Tom hat viel Geld auf der Bank.

Tom'un bankada çok parası var.

Ich möchte mehr Geld verdienen.

Daha çok para kazanmak istiyorum.

Sie hat genug Geld, um es zu kaufen.

Onu almak için yeterli parası var.

Ich habe sehr wenig Geld.

Çok az param var.

Ich habe kein Geld und auch keine Freunde.

Hiç param yok ve hiç arkadaşım da yok.

Ich verfüge über viel Geld.

Çok param var.

Ich will mehr Geld.

Daha fazla para istiyorum.

Daha fazla para isterim.

Es ist nicht sein Ziel, Geld zu verdienen.

Onun amacı para kazanmak değil.

Ich habe genug Geld.

Yeterli param var.

Diese Reise kostet viel Geld.

Gezi çok fazla para gerektirir.

Sie braucht jetzt kein Geld.

Şimdi paraya ihtiyacı yok.

Sie brauchen kein Geld.

Paraya ihtiyacınız yok.

Sie haben kein Geld.

Onların paraları yok.

Wir wollen unser Geld sinnvoll einsetzen.

Paramızı mantıklı kullanmak istiyoruz.

Mark hat mehr Geld als du.

Mark'ın senden fazla parası var.

Ich wünschte, ich wüsste, wie ich mehr Geld verdienen könnte.

Keşke nasıl daha fazla para kazanabileceğimi bilseydim.

Fürs Laufen nimmt ein Hund kein Geld.

Koşmak için köpek para almaz.

Tom hat mir mein Geld gestohlen.

Tom paramı çaldı.

Er gab dem Jungen das wenige Geld, das er hatte.

Sahip olduğu azıcık parayı çocuğa verdi.

Du hast Tom das Geld gegeben, um das er gebeten hat, nicht wahr?

Tom'a istediği parayı verdin, değil mi?

Tom möchte wieder Geld von mir leihen.

Tom benden tekrar ödünç para almak istiyor.

Ich weiß, wo das Geld ist.

Paranın nerede olduğunu biliyorum.

Tom braucht das Geld sofort.

Tom'un hemen paraya ihtiyacı var.

Die Ukraine hat kein Geld.

Ukrayna'nın parası yok.

Warum gibst du mir Geld? Das ist nicht normal.

Neden bana para veriyorsun? Bu normal değil.

Tom bat Maria um Geld.

Tom Mary'den para istedi.

Maria brauchte Geld.

Mary'nin paraya ihtiyacı vardı.

Ich will dein Geld nicht.

Ben senin paranı istemiyorum.

Verwahren Sie nicht all Ihr Geld in nur einer Hosentasche.

Paranızın tümünü bir cepte tutmayın.

Tom hat nicht genug Geld, um sich ein Haus zu kaufen.

Tom'un bir ev almak için yeterli parası yok.

Kann jemand schätzen, wie viel Geld sich in diesem Gefäß befindet.

Biri bu kavanozda ne kadar para olduğunu tahmin edebilir mi?

Sie möchte einen Bankier heiraten, weil sie Geld liebt.

Parayı sevdiği için bir bankerle evlenmek istiyor.

Gib mir dein Geld!

Bana paranı ver!

Wenn du wirklich denkst, die Wirtschaft sei wichtiger als der Umweltschutz, dann versuche mal, den Atem anzuhalten, während du dein Geld zählst.

Gerçekten ekonomin doğayı, çevreyi korumaktan daha önemli olduğunu düşünüyorsan, o zaman paranı sayarken nefesini tutmayı bir dene bakalım.

Der Mann, dem ich Geld gebe, ist arm.

Para verdiğim adam fakirdir.

Wer nur fürs Geld kämpft, hat nichts, wofür es sich zu leben lohnt.

Sadece para uğruna mücadele eden, hayatında yaşamaya değer bir şeye sahip değildir.

Ich habe gehört, dass du scheinbar gutes Geld verdienst.

İyi para kazanıyormuşsun diye duydum.

Tom hat in seinem ganzen Leben noch nie Geld gestohlen.

Tom hayatında hiç para çalmadı.

Eine Zivilisation, die mehr Geld für Kriege ausgibt, als für Frieden, Kinder und Bildung, ist weit davon entfernt, zivilisiert zu sein.

Savaşlara, çocuklara ve eğitime daha çok para harcayan medeniyetler, medeni olmaktan çok uzaktalar.

Meine Familie hatte nicht viel Geld.

Ailemin fazla parası yoktu.

Ich habe viel Geld verloren.

Çok para kaybettim.

Maria wollte Tom nicht wissen lassen, dass sie ihr ganzes Geld verloren hatte.

Maria tüm parasını kaybettiğini Tom'a söylemek istemedi.

Ich bin übers Wochenende verreist und habe dir etwas Geld dagelassen. Räum dein Zimmer auf! Dann findest du es. Kuss, Mama.

Hafta sonu için tatile çıktım ve sana biraz harçlık bıraktım. Odanı topla! O zaman harçlığını bulursun. Öptüm, annen.

Wenn du dich heute richtig reich fühlen willst, so zähle all das zusammen, was sich für Geld nicht kaufen lässt.

Bugün kendini çok zengin biri gibi hissetmek istiyorsan, aklına gelen, para karşılığında satın alamadığın bütün şeyleri listele.

Es gibt eben Dinge, die man mit Geld nicht kaufen kann.

Parayla satın alamayacağımız şeyler var.

Tom versteckte sein Geld in einer Schreibtischschublade.

Tom parasını büro çekmecesine sakladı.

Ich habe mehr Geld als du.

Benim senden daha fazla param var.

Wir haben viel Geld verloren.

Biz çok para kaybettik.

Haben Sie das Geld mitgebracht?

Parayı getirdiniz mi?

Hast du das Geld mitgebracht?

Parayı getirdin mi?

Keine Sentimentalitäten, wenn es ums Geld geht!

Para söz konusu olduğunda duygusallığa yer yoktur.

Wir haben überhaupt kein Geld mehr.

Hiç kalan paramız yok.

Maria liebt das Geld.

Mary parayı sever.

Ich habe mehr Geld als er.

Ondan daha çok param var.

Das ganze Geld habe ich ausgegeben.

Bütün parayı harcadım.

Woher kommt Yidirs Geld?

Yidir'in parası nereden geliyor?

Du hast nicht viel Geld.

Çok paran yok.

Synonyme

Asche:
kül
Be­sitz:
sahiplik
Heu:
saman
Koh­le:
kömür
Leis­tung:
başarı
performans
Moos:
bataklık
yosun
Ver­mö­gen:
kabiliyet
yetenek
Zah­lung:
ödeme
tazmin
Zun­der:
çıra

Sinnverwandte Wörter

Er­spar­nis:
birikim
tasarruf
For­de­rung:
istek
talep
ge­setz­lich:
kanunî
meşru
yasal
Gut­ha­ben:
mevduat

Antonyme

Wa­re:
mal

Türkische Beispielsätze

  • Onlara beş para etmez diyorlar.

  • Lütfen para üstünü hemen sayınız. Daha sonra şikayet etmenin faydası olmaz.

  • İyi para kazandığını duydum.

  • Tom Mary'ye biraz para teklif etti.

Untergeordnete Begriffe

Bar­geld:
nakit
nakit para
Falsch­geld:
kalp para
sahte para
Ru­he­geld:
emeklilik maaşı
Ta­schen­geld:
cep harçlığı

Geld übersetzt in weiteren Sprachen:

Quellen:
  1. [Übersetzungen] Wiktionary-Autoren: Geld. In: Wiktionary – Das freie Wörterbuch, 2023, [online] de.wiktionary.org, CC BY-SA 3.0
  2. [Synonyme] OpenThesaurus-User: Geld. In: OpenThesaurus – Das freie Wörterbuch für Synonyme, 2023, [online] openthesaurus.de, CC BY-SA 4.0
  3. [Beispielübersetzungen] User-generated content: Satz Nr. 1063672, 1866769, 2128662, 1008, 354440, 362787, 425467, 555728, 596357, 598690, 621843, 641023, 705869, 724725, 788707, 899812, 942415, 1003524, 1040908, 1053153, 1080226, 1204054, 1210378, 1221088, 1244469, 1345075, 1422785, 1709341, 1713913, 1808610, 1809372, 1810234, 1823139, 1823142, 1823147, 1842068, 1864996, 1946097, 1946711, 1946712, 1976895, 2034131, 2112423, 2136284, 2144789, 2176797, 2226331, 2279952, 2345487, 2346736, 2407091, 2577533, 2678184, 2932334, 3208392, 3387749, 3498779, 3628014, 3661971, 3839641, 3929194, 3981301, 4116813, 4118106, 4258772, 4548954, 5234861, 5253888, 5720937, 6056866, 6215951, 6620602, 6700180, 6792206, 6849540, 6875359, 6875443, 6930723, 7012055, 7031253, 7331963, 7347639, 7664167, 7761504, 7793651, 7978665, 8302507, 8342854, 8342958, 8350959, 9838937, 9962481, 10016602, 10259957, 11030609, 11042908, 1148699, 1545595, 5950643 & 6447575. In: tatoeba.org, CC BY 2.0 FR