Was heißt »schwarz« auf Türkisch?

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Ich habe eine Katze und einen Hund. Die Katze ist schwarz und der Hund ist weiß.

Benim bir kedim ve bir köpeğim var. Kedi siyah ve köpek beyazdır.

Dieses Auto ist schwarz.

Bu araba siyah.

Die Katze ist schwarz.

Kedi siyah.

Möwen können schwarz, grau oder weiß sein.

Martılar; siyah, gri ya da beyaz renkte olabilirler.

Manchmal reicht ein Gedanke an dich und auf einmal ist die Welt viel bunter, viel größer, die Sorgen kleiner und in mir breitet sich ein wohliges Gefühl aus. Genau das ist Liebe. Es gibt kein schwarz oder weiß. Wichtig ist, von Herzen zu lieben.

Bazen seninle ilgili tek bir düşünce birden dünyanın rengarenk ve daha büyük gözükmesine, dertlerin azalmasına yeterli oluyor ve içimi hoş bir duygu kaplıyor. İşte ask bu! Siyahı beyazı yok. Önemli olan kalpten sevmek.

Ich trage generell schwarz.

Genellikle siyah giyerim.

Synonyme

ge­set­zes­wid­rig:

kanuna aykırı

krumm:

yamuk

rechts­wid­rig:

illegal

kanuna aykırı

yasa dışı

wi­der­recht­lich:

illegal

Antonyme

blond:

sarışın

eu­ro­pä­isch:

Avrupaî

gelb:

sarı

grau:

gri

gut:

iyi

hell­häu­tig:

açık tenli

kom­plett:

komple

le­gal:

yasal

of­fen:

açık

op­ti­mis­tisch:

iyimser

rot:

al-

kırmızı

sau­ber:

temiz

weiß:

beyaz

Türkische Beispielsätze

• Onun iki kedisi var biri beyaz biri siyah.

• Tom'un eşyaları kara borsadan aldığını işittim.

• Sizin için kara elmas, kandan daha değerli değil mi?

• Benim siyah ayakkabılarımın topuk onarımı gerekiyor..

• O siyah saçları ve koyu renkte gözleri vardı.

• Hava, kara bulutlar ile kaplanıyor.

• Beni sadece saçlarım siyah olduğu için mi seviyorsun?

• Tom'un tekvandoda siyah kemeri var.

• Kara kara düşünüyordu.

• Tom'un siyah bir arabası var.

• Deniz kaplumbağası ile kara kaplumbağası arasında ne fark vardır?

Übergeordnete Begriffe

Far­be:

renk

far­big:

renkli