Was heißt »heute« auf Türkisch?
Das Temporaladverb »heute« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:
- bugün
Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen
Die Schlagzeile fiel mir heute Morgen auf.
Bu sabah gözüme manşet takıldı.
Bu sabah gözüme başlık takıldı.
Was ich heute bin, verdanke ich meinem Onkel.
Beni bu güne getiren amcamdır.
Bugün olduğum yeri amcama borçluyum.
Bring mir die Zeitung von heute.
Bana bugünün gazetesini getir.
Warum kann er heute nicht Tennis spielen?
O, bugün niçin tenis oynayamaz?
Was machst du heute Abend?
Bu akşam ne yapıyorsun?
Er ist heute zu Hause.
O bugün evde.
Darf ich heute Abend fernsehen?
Bu gece TV izleyebilir miyim?
Ich rufe ihn heute Abend an.
Onu bu gece arayacağım.
Ruf mich heute Abend an.
Bu akşam beni ara.
Ich werde heute nicht frühstücken.
Bugün kahvaltı yemeyeceğim.
Ich bin heute beschäftigt.
Bugün meşgulüm.
Der Laden ist heute nicht geöffnet.
Dükkan bugün açık değil.
Ich werde heute Nacht zu Hause bleiben.
Bu gece evde kalacağım.
Warum hast du dich heute Morgen verspätet?
Bu sabah neden geç kaldın?
Wird es heute regnen?
Bugün yağmur yağacak mı?
Wie geht es Ihnen heute?
Bu sabah nasılsınız?
Morgen, morgen, nur nicht heute, sagen alle faulen Leute.
Yarın, yarın, bugün değil - der bütün tembel insanlar.
Ich werde heute zu Hause bleiben.
Bugün evde kalacağım.
Es ist echt windig heute.
Hava bugün gerçekten rüzgarlı.
Ich muss heute etwas früher nach Hause.
Bugün eve biraz erken gitmeliyim.
Ich bin sehr glücklich, dich heute zu treffen.
Bugün seninle buluşacağım için çok mutluyum.
Sie sehen heute sehr schön aus.
Bugün çok güzel görünüyorsunuz.
Ich weiß nicht, ob heute Dienstag oder Mittwoch ist.
Bugün salı mı yoksa çarşamba mı, bilmiyorum.
Was hast du heute früh gemacht?
Bugün sabah ne yaptın?
Ich bin sehr müde heute.
Bugün çok yorgunum.
Der Bundestag hat heute ein neues Gesetz verabschiedet.
Federal meclis bugün yeni bir yasayı benimsedi.
Tom hat Mary heute gesehen.
Bugün Tom, Mary'yi gördü.
Mussten Sie heute Morgen sehr früh aufstehen?
Bugün sabah erkenden kalkmak zorunda mıydınız?
Der Strom ist seit heute Morgen ausgefallen.
Bu sabahtan beri elektrik kesik.
Er kann heute kommen.
O, bugün gelebilir.
Tom hat vor, heute zusammen mit Maria zu Abend zu essen.
Tom akşama Maria ile birlikte yemek yemeği düşünüyor.
Ich habe heute keine Lust dazu.
Bugün canım bunu yapmak istemiyor.
Du wirst von heute an bis in alle Ewigkeit in meinem Herzen sein.
Şu andan sonsuza kadar kalbimde olacaksın.
Das Kind ist heute sehr unruhig.
Çocuk bugün çok huzursuz.
Du bist heute wieder sehr schlagfertig.
Bugün yine çok zekisin.
Mir ist heute nur danach, zuhause zu bleiben und nichts zu tun.
Canım bügün evde kalmak ve bir şey yapmamak istiyor.
In diesem Fall, meine ich, sollten Sie heute vorbeikommen.
O halde, ben sizin bugün gelmeniz gerektiğini düşünüyorum.
Wie viel sollte ich heute zahlen?
Bugün ne kadar ödemeliyim?
Musst du heute zu Hause bleiben?
Bugün evde kalman gerekiyor mu?
Ich werde heute nichts Besonderes machen, vielleicht auf der Couch liegen und fernsehen oder dergleichen.
Bugün önemli bir şey yapmayacağım, belki kanepede uzanacağım, televizyon izleyeceğim veya bunun gibi şeyler yapacağım.
Die Leute scheinen mich heute irgendwie anders zu behandeln.
İnsanlar bana bugün farklı davranıyorlar gibi görünüyor.
Ich bin heute Morgen in den Park gegangen.
Bu sabah parka gittim.
Toms Gesundheitszustand ist heute nicht gut.
Tom'un sağlık durumu bugün iyi değil.
Ich habe heute Morgen Brot mit Butter gegessen.
Bu sabah ekmek ve tereyağı yedim.
Tut mir leid, dass ich heute nicht kommen kann.
Bugün gelemediğim için üzgünüm.
Ein Hund hat mich heute Morgen gebissen.
Bu sabah beni bir köpek ısırdı.
Gestern und heute habe ich das Gefühl gehabt, verfolgt zu werden. Täusche ich mich da?
Dün ve bugün takip edildiğimi hissettim, yanılıyor muyum?
Du wirst nicht glauben, was mir heute passiert ist.
Bugün bana ne olduğuna inanamayacaksın.
Bugün başıma ne geldiğine inanamayacaksın.
Was willst du heute kochen?
Bugün ne pişirmek istiyorsun?
Es ist heute nicht so kalt.
Bugün hava çok soğuk değil.
Ich habe heute mit Tom gesprochen.
Bugün Tom'la konuştum.
Ich habe heute noch nichts gegessen.
Bugün henüz hiçbir şey yemedim.
Dass ich heute Abend hier sein kann, verdanke ich ganz und gar dir.
Bu gece burada olmamı tamamen sana borçluyum.
Kann ich heute Nacht dableiben?
Bu gece burada kalabilir miyim?
Das hast du heute gut gemacht.
Bugün iyi iş çıkardın.
Maria ist heute weiß gekleidet.
Mary bugün beyaz giyinmiş.
Die Person, die heute Morgen aufgewacht ist, ist nicht dieselbe, die gestern Abend eingeschlafen ist.
Bu sabah uyananla dün akşam uyuyan aynı kişi değil.
Seit heute früh tut mir schon der Hals weh, aber dadurch, dass ich beständig ein Halsbonbon gelutscht habe, ist es schon viel besser geworden.
Bu sabahtan beri boğazım ağrıyor ama sürekli boğaz bonbonu aldığım için çok daha iyi oldum.
Du bist heute sehr still.
Bugün çok sakinsin.
Wieso siehst du heute so traurig aus?
Bugün neden bu kadar üzgün görünüyorsun?
Seit er heute Morgen das Bett verlassen hat, dreht sich ihm der Kopf.
Sabah yataktan kalktığından beri başı dönüyor.
Wird sie heute Nacht wirklich nicht heimkommen?
Gerçekten bu gece eve gelmeyecek mi?
Arbeitest du heute?
Bugün çalışıyor musun?
Industrie, wie wir sie heute kennen, gab es damals nicht.
Bugün bildiğimiz sanayi o zamanlar yoktu.
Ruf mich heute Nachmittag an.
Bu öğleden sonra beni ara.
Aber heute ist das anders.
Ama bugün durum farklı.
Ich bin heute den ganzen Tag zu Hause.
Bugün tüm gün evdeyim.
Ich kann heute nicht zulassen, dass ihr hier schlaft.
Bugün burada uyumanıza izin veremem.
Es regnet schon seit heute Morgen.
Bu sabahtan beri yağmur yağıyor.
Ich will heute nicht mit dir reden.
Seninle bugün konuşmak istemiyorum.
Arbeitet Tom heute?
Tom bugün çalışıyor mu?
Die Birnen sind heute preiswert.
Bugün armut ucuz.
Ich habe heute etwas gelernt.
Bugün bir şey öğrendim.
Tom sagt, es gehe ihm heute bedeutend besser.
Tom bugün çok daha iyi hissettiğini söylüyor.
Liebend gerne komme ich mit, ich habe heute Nachmittag eh nichts geplant.
Seve seve gelirim, bu öğleden sonra bir planım yok.
Tom sieht heute gut aus.
Tom bugün iyi görünüyor.
Ruf ihn heute Abend an.
Onu bu akşam ara.
Die Konferenz geht heute zu Ende.
Konferans bugün sona eriyor.
Ich habe dich das heute Morgen sagen hören.
Bu sabah onu söylediğini duydum.
Es ist ja sehr warm heute.
Bugün de hava çok sıcak.
Ich habe mich entschlossen, mir von heute an bei meinen Schulaufgaben mehr Mühe zu geben.
Bugünden itibaren derslerime daha çok çalışmak için karar verdim.
Er ist heute Morgen früh aufgewacht.
O bu sabah erken uyandı.
Du bist heute Morgen früh aufgewacht, oder?
Bu sabah erkenden uyandın, değil mi?
Ich muss heute Nachmittag etwas machen.
Bu öğleden sonra yapmam gereken bir şeyim var.
Haben wir genug Zeit, um dies heute zu beenden?
Bunu bugün bitirmek için yeterli zamanımız var mı?
Planst du heute Nacht auf Toms Party zu gehen?
Bu gece Tom'un partisine gitmeyi planlıyor musunuz?
Komm heute oder komm morgen Früh, ganz wie du willst.
İster bugün gel, istersen yarın sabah gel.
Geht Tom heute zur Schule?
Tom bugün okula gidiyor mu?
Wenn du heute aufgibst, wirst du nie wissen, ob du es morgen geschafft hättest.
Eğer bugün pes edersen yarın başarabileceğini hiçbir zaman bilemezsin.
Möge euer Kaffee heute stark und euer Montag kurz sein.
Bugün kahveniz sert ve pazartesiniz kısa olsun.
Tom hat heute nichts gegessen.
Tom bugün bir şey yemedi.
Habe ich dir heute eigentlich schon gesagt, wie sehr ich dich liebe?
Sana, seni aslında ne kadar çok sevdiğimi söyledim mi bugün?
Meine Augen sind schon ganz viereckig vom Computer. Genug für heute, gute Nacht Leute.
Gözlerim bilgisayardan dört köşe oldu. Bu günlük bu kadar yeter, millet, iyi geceler.
In Deutschland ist ja heute und morgen Feiertag. Ich wünsche jedem ruhige, schöne und glückliche Tage.
Almanya'da bugün ve yarın tatil. Herkese huzurlu, güzel ve mutlu günler diliyorum.
Ich habe beschlossen, heute glücklich zu sein.
Bugün mutlu olmayi seçiyorum.
Ich habe heute drei Dinge getan.
Bugün üç şey yaptın.
Bugün üç şey yaptım.
Ich habe heute mit Tom und Maria gespielt.
Bugün Tom ve Mary ile birlikte oynadım.
Braucht mich heute noch jemand? Oder kann ich ins Bett gehen?
Bugün daha bana ihtiyacı olan var mı? Yoksa yatabilir miyim?
Ich habe dich heute vermisst, wie jeden Tag!
Bugün seni özledim her gün gibi!
Ich habe heute keine Zeit. Komm morgen!
Bugün vaktim yok. Yarın gel!
Synonyme
- aktuell:
- güncel
- momentan:
- şu anki
- nun:
- şimdi
- zur Zeit:
- halen
- zurzeit:
- halen
Antonyme
Türkische Beispielsätze
Serin bugün.
Kocamın bugün doğum günü var.
Dört yıl önce bugün Tatoeba.org'a üye oldum.
Evet, bugün Pazartesi. Ne olmuş yani?
Sana bugün ve her gün tüm salakları gülümseyerek uzaklaştırabilme gücü diliyorum.
Gelin bugün, yarın anlatmak istediğimiz masalları yazalım.
Tom bugün meşgul değil.
Her şey güzel olacak. Belki bugün değil, ama elbet bir gün.
Gönülden gönüle, yol var dediler. O gün bugün yoldayız. Yol bulmak kolay imiş. Mesele gönül bulabilmek imiş.
Tom'u bugün henüz görmedim, doğrusu eksikliğini de hissetmyorum.
Tom bugün bir konuşma yapıyor.
Süpermarket bugün kapalıydı.
"Tom nerede?" "O bugün çalışmıyor."
Tom'un canı bugün dışarı çıkmak istemiyor.
Bu değişiklik bugün bana iyi geldi.
"Dışarı bugün nasıl?" - "Hoş."