Was heißt »mor­gen« auf Türkisch?

Das Adverb »mor­gen« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:

  • yarın

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Ich werde sie morgen besuchen.

Onu yarın görmeye gideceğim.

Mein Onkel kommt uns morgen besuchen.

Amcam yarın bizi görmeye gelecek.

Kommt morgen wieder.

Yarın tekrar gel.

Oh, du fliegst morgen!

A, sen yarın uçuyorsun!

Ich werde Sie morgen besuchen.

Sizi yarın ziyaret edeceğim.

Wenn das Wetter gut ist, werden wir morgen früh abfahren.

Eğer hava güzel olursa, yarın sabah erkenden gidebiliriz.

Was wirst du morgen machen?

Yarın ne yapacaksın?

Ich gehe morgen auch zur Universität.

Ben de yarın üniversiteye gideceğim.

Yarın ben de üniversiteye gideceğim.

Er wird morgen zu Hause sein.

Yarın evde olacak.

Morgen, morgen, nur nicht heute, sagen alle faulen Leute.

Yarın, yarın, bugün değil - der bütün tembel insanlar.

Komme zu meinem Konzert morgen abend.

Yarın akşam benim konserime gel.

Heute ist Sonnabend und morgen ist Sonntag.

Bugün cumartesi ve yarın pazar.

Wir treffen uns morgen früh um acht Uhr, also kommt nicht zu spät.

Yarın sabah erkenden buluşacağız, o yüzden çok geç kalma.

Ich hoffe, Sie werden sich morgen besser fühlen.

Umarım, yarın daha iyi hissedersin.

Ich werde morgen nicht zur Schule gehen.

Yarın okula gitmeyeceğim.

Kann er morgen kommen?

O yarın gelebilir mi?

Ich habe morgen eine Prüfung.

Yarın bir sınavım var.

Wir sehen uns morgen.

Yarın görüşeceğiz.

Ob wir morgen Tennis spielen, hängt vom Wetter ab.

Yarın tenis oynayıp oynamamamız hava durumuna bağlı.

Kannst du mich morgen um acht wecken?

Beni sabah sekizde uyandırabilir misin?

Ich werde ihr das Buch morgen geben.

Ona kitabı yarın vereceğim.

Bitte bring das Buch bis morgen zurück.

Lütfen yarına kadar kitabı getir.

Besuchen Sie uns doch morgen!

Bizi yarın ziyaret edin.

Kommst du nicht zur Party morgen?

Yarın partiye gelmiyor musun?

Ich werde morgen Tom anrufen und ihn bitten zu helfen.

Yarın Tom'u arayacağım ve yardım etmesi için ona rica edeceğim.

Ich muss morgen arbeiten.

Yarın çalışmalıyım.

Er wird morgen zu dieser Zeit mit ihr das Abendessen essen.

Yarın bu vakitte onunla akşam yemeği yiyor olacak.

Ich fliege morgen nach Boston.

Yarın Boston'a uçuyorum.

Ich gebe es ihr morgen.

Onu yarın ona vereceğim.

Tom, kannst du morgen kommen?

Tom, yarın gelebilir misin?

Kann Tom morgen kommen?

Tom yarın gelebilir mi?

Ich werde morgen nach Antalya fahren, sofern nicht etwas Unerwartetes eintrifft.

Beklenmedik bir şey olmasının dışında yarın Antalya'ya gideceğim.

Ich werde es dir morgen geben.

Onu sana yarın vereceğim.

Tom kann morgen nicht arbeiten.

Tom yarın çalışamaz.

Ich will morgen nicht zur Schule.

Yarın okula gitmek istemiyorum.

Es wurde zur Kenntnis genommen, dass morgen ein Treffen stattfinden wird.

Yarın bir toplantı düzenleneceğinin bilgisi alındı.

Ich gebe Ihnen bis morgen Zeit.

Size yarına kadar müddet veriyorum.

Ich frage Maria, ob sie die Briefe morgen abtippt.

Maria'ya yarın mektupları (daktilo ile) yazıp yazmayacağını soracagim.

Es ist nicht notwendig, dass wir bis morgen warten.

Yarına kadar beklememize gerek yok.

Wir dachten daran, morgen hinzugehen.

Yarın gitmeyi düşünüyorduk.

Arbeiten wir morgen zusammen?

Biz yarın beraber çalışalım mı?

Er kommt morgen.

O, yarın gelecek.

Ich werde ihn morgen anrufen.

Yarın onu arayacağım.

Vielleicht kannst du etwas vorschlagen, was wir morgen machen können?

Belki yarın yapabileceğimiz bir şey önerebilirsin.

Frag mich morgen!

Yarın bana sor.

Ich hoffe, dich morgen zu sehen.

Seni yarın görmeyi umuyorum.

Ich muss morgen Früh aufbrechen.

Yarın sabah gitmeliyim.

Yarın sabah gitmek zorundayım.

Ich hoffe, morgen meine Eltern zu sehen.

Yarın ebeveynlerimi görmeyi umuyorum.

Tom will, dass ich ihm morgen helfe.

Tom yarın ona yardım etmemi istiyor.

Ich fahre morgen nach Boston, um Tom zu besuchen.

Tom'u ziyaret etmek için yarın Boston'a gidiyorum.

Ich werde mich morgen bei ihm bedanken.

Yarın ona teşekkür ederim.

Vielleicht ist morgen alles besser.

Belki her şey yarın daha iyi olur.

Wirst du morgen dorthin gehen?

Yarın oraya gidecek misin?

Mit dem Wunsch, dass morgen ein sehr schöner Tag wird, sage ich: „Gute Nacht“.

Yarın çok güzel bir gün olması dileğiyle iyi geceler diliyorum.

Komm heute oder komm morgen Früh, ganz wie du willst.

İster bugün gel, istersen yarın sabah gel.

Wenn du heute aufgibst, wirst du nie wissen, ob du es morgen geschafft hättest.

Eğer bugün pes edersen yarın başarabileceğini hiçbir zaman bilemezsin.

Ich glaube daran, stark zu bleiben, wenn alles schief läuft. Ich glaube daran, dass fröhliche Mädchen die hübschesten sind. Ich glaube daran, dass morgen ein neuer Tag ist und ich glaube an Wunder.

Her şey ters giderken, güçlü kalacağıma inanıyorum. Mutlu Bayanların, en güzelleri olduklarına inanıyorum. Yarının yeni bir gün olduğuna ve mucizelere inanıyorum.

Wir sehen uns morgen wieder.

Yarın yine görüşürüz.

Wir sehen uns morgen wieder! Schlaft gut!

Yarın yine görüşürüz! İyi uykular!

In Deutschland ist ja heute und morgen Feiertag. Ich wünsche jedem ruhige, schöne und glückliche Tage.

Almanya'da bugün ve yarın tatil. Herkese huzurlu, güzel ve mutlu günler diliyorum.

Ich bin froh, dass morgen Freitag ist. Es war eine lange Woche.

Yarının Cuma olmasından memnunum. Çok uzun bir haftaydı.

Ich habe heute keine Zeit. Komm morgen!

Bugün vaktim yok. Yarın gel!

Ich bin heute sehr beschäftigt. Komm doch morgen!

Bugün çok meşgulüm. Yarın gelsene!

Ich habe heute viel zu tun. Wenn du bitte morgen kommen würdest!

Bugün işim var. Yarın gelsen lütfen!

Ich kann es heute nicht machen. Du solltest morgen kommen!

Bugün yapamam. Yarın gelemelisin!

Ich weiß, dass mein Freund morgen kommt.

Arkadaşımın yarın geleceğini biliyorum.

Wen du heute als Freund gewinnst, der gehört morgen zu deiner Familie.

Bugün dost olarak kazandığın insan, yarın ailenin bir parçası olur.

Tom möchte uns morgen besuchen.

Tom yarın bizi ziyaret etmek istiyor.

Tom sagte, er rufe morgen an.

Tom yarın arayacağını söyledi.

Kommt, lasst uns heute die Geschichten schreiben, die wir morgen erzählen wollen.

Gelin bugün, yarın anlatmak istediğimiz masalları yazalım.

Wir kehren morgen nach Hause zurück.

Yarın eve döneceğiz.

Ich werde morgen kommen.

Yarın geleceğim.

Tom sagt, er werde es morgen tun.

Tom yarın bunu yapacağını söylüyor.

Tom ist bis morgen in Boston.

Tom yarına kadar Boston'da.

Das macht Tom morgen.

Tom onu yarın yapacak.

Tom bunu yarın yapacak.

Was steht morgen auf dem Programm?

Yarın için program nedir?

Yarının programı nedir?

Wenn morgen besser ist als heute, dann nennt man das Hoffnung.

Yarın bugünden daha iyiyse buna umut denir.

Tom kommt morgen nach Boston.

Tom yarın Boston' geliyor.

Tom will morgen nicht arbeiten.

Tom yarın çalışmak istemiyor.

Können wir morgen darüber sprechen?

Yarın bunun hakkında konuşabilir miyiz?

Antonyme

heu­te:
bugün
jetzt:
şimdi

Türkische Beispielsätze

Yatırımcılarla yarın toplantımız olacak.

Morgen übersetzt in weiteren Sprachen:

Quellen:
  1. [Übersetzungen] Wiktionary-Autoren: morgen. In: Wiktionary – Das freie Wörterbuch, 2022, [online] de.wiktionary.org, CC BY-SA 3.0
  2. [Beispielübersetzungen] User-generated content: Satz Nr. 345366, 359057, 371175, 380777, 396033, 416318, 607384, 651550, 667398, 668093, 721403, 913901, 943749, 1100857, 1105518, 1276627, 1289786, 1342538, 1499544, 1547129, 1674215, 1711484, 1928593, 2109873, 2133681, 2185306, 2404287, 2431182, 2723138, 2740957, 2740960, 3027217, 3097840, 3331962, 3529233, 3661830, 3696615, 3982580, 4040114, 4043572, 4158857, 4177363, 4489947, 4579467, 4610319, 5206043, 5206070, 5206078, 5304272, 5334205, 5399227, 5653421, 5782846, 5838812, 6135277, 6160896, 6333582, 6393540, 6400623, 6405516, 6581539, 6603158, 6603165, 6603171, 6603174, 6776847, 6800221, 7327258, 7372201, 7779312, 7791256, 7925631, 7936511, 8093189, 8168945, 8174982, 8580128, 9779786, 9870534, 10186677 & 5069080. In: tatoeba.org, CC BY 2.0 FR