Was heißt »Jahr« auf Türkisch?

Das Substantiv »Jahr« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:

  • yıl
  • sene
  • yaş

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Letztes Jahr habe ich eine Weltreise gemacht, dieses Jahr fahre ich mal woanders hin.

Geçen sene bir dünya turu yaptım, bu sene yine başka bir yere süreceğim.

Sie ist sechzig Jahre und seit fünf Jahren verwitwet.

O, altmış yaşında ve beş yıldır dul.

Willkommen, neues Jahr! Möge es ein gesundes, friedliches und mit schönen Dingen gefülltes Jahr sein.

Hoş geldin yeni yıl! Sağlıklı, huzurlu ve güzelliklerle dolu bir yıl olsun.

Die Textilindustrie wird sich in den nächsten Jahren an einen Markt des freien Wettbewerbs anpassen.

Tekstil endüstrisi serbest rekabet pazarına önümüzdeki yıllarda uyum sağlayacaktır.

Frohes neues Jahr!

Mutlu yıllar!

Wenige Menschen leben länger als hundert Jahre.

Az insan, yüz yıldan daha uzun yaşar.

Ich bin 19 Jahre alt.

19 yaşındayım.

Wussten Sie nicht, dass er vor zwei Jahren verstorben ist?

Onun yaklaşık iki yıl önce vefat ettiğini bilmiyor muydunuz?

Ich lerne jetzt seit vier Jahren Französisch.

Ben dört yıldır Fransızca öğreniyorum.

Er ist zwei Jahre älter als ich.

O, benden iki yaş büyüktür.

Weißt du nicht, dass er seit zwei Jahren tot ist?

Onun iki yıl önce öldüğünü bilmiyor muydun?

Marilyn Monroe starb vor 33 Jahren.

Marilyn Monroe 33 yıl önce öldü.

Viele Touristen besuchen jedes Jahr diese Insel.

Bu adaya her yıl birçok turist gelir.

Mein Onkel hat zehn Jahre lang in Paris gelebt.

Amcam on yıl Paris'te yaşadı.

Sie erbauten ihr Reich in Peru vor ungefähr fünfhundert Jahren.

Yaklaşık beş yüz yıl önce onlar Peru'da imparatorluklarını kurmuşlardı.

Zwölf Jahre ist alt für einen Hund.

On iki yıl bir köpek için yaşlıdır.

Ich bin 27 Jahre alt.

27 yaşındayım.

Die Bevölkerung dieser Stadt wird jedes Jahr kleiner.

Bu şehrin nüfusu her yıl azalıyor.

Letztes Jahr fingen sie an, Englisch zu studieren.

Onlar geçen yıl İngilizce çalışmaya başladı.

Ich wurde im Jahr 1980 in Kyoto geboren.

1980'de Kyoto'da doğdum.

Es ist zehn Jahre her, dass er gestorben ist.

O öleli on yıl oldu.

Er ist zwei Jahre älter als Maria.

O, Mary'den iki yıl daha yaşlı.

Fünf Jahre später brach Krieg aus.

Savaş, beş yıl sonra başladı.

Ich bin drei Jahre jünger als du.

Senden üç yaş daha gencim.

Tom hat Mary schon mehr als ein Jahr nicht mehr gesehen.

Tom bir yılı aşkındır Mary'yi görmedi.

Ich bin achtzehn Jahre alt.

On sekiz yaşındayım.

Ben on sekiz yaşındayım.

Sie haben ein paar Jahre in Spanien gewohnt.

Birkaç yıl İspanya'da yaşadılar.

Vögel können Tausende von Kilometern fortfliegen und kommen jedes Jahr an denselben Ort zurück.

Kuşlar binlerce kilometre uzağa uçup, her yıl aynı yere dönebilirler.

Tom ist drei Jahre älter als Mary.

Tom Mary'den üç yaş daha büyüktür.

Dieses Haus wurde vor hundert Jahren gebaut.

Bu ev yüz yıl önce inşa edildi.

Mein Onkel ist vor einem Jahr gestorben.

Amcam bir yıl önce öldü.

Tom hat seit Jahren nicht mehr gesungen.

Tom yıllardır hiç şarkı söylemedi.

Die zwei Alten starben innerhalb eines Jahres.

İki tane yaşlı, bir yıl içinde öldüler.

Der Zweite Weltkrieg endete im Jahre 1945.

II. Dünya savaşı 1945'te sona erdi.

Mustafa Kemal Atatürk rief im Jahre 1923 die türkische Republik aus.

Mustafa Kemal Atatürk, 1923'te Türkiye Cumhuriyetini ilan etti.

Ich bin achtzehn Jahre.

Ben 18 yaşındayım.

Meine Familie wohnte hier zwanzig Jahre lang.

Ailem yirmi yıldır burada yaşıyor.

Der Preis ist doppelt so hoch wie im vergangenen Jahr.

Fiyat geçen yılkinin iki katı.

Ich ging vor zwei Jahren nach China.

Ben iki yıl önce Çin'e gittim.

Tom ist vor drei Jahren gestorben.

Tom üç yıl önce öldü.

Nach einigen Jahren kehrte er zurück.

Birkaç yıl sonra geri döndü.

Ich frage mich, ob sie mich nach all den Jahren wiedererkennen wird.

Bunca yılın ardından beni hatırlayacak mı, merak ediyorum.

Der Krieg dauerte zwei Jahre.

Savaş iki yıl sürdü.

Ich wünsche Ihnen ein frohes neues Jahr!

Size mutlu bir yeni yıl diliyorum.

Sein Wagen ist zwei Jahre alt.

Arabası iki yaşında.

Seine Mutter starb vier Jahre später.

Annesi dört yıl sonra öldü.

Das war erst vor einem Jahr.

O sadece bir yıl önceydi.

Mein Onkel lebte viele Jahre im Ausland.

Amcam yıllarca yurt dışında yaşadı.

Sie wird mindestens zwei Jahre brauchen, um für diesen Posten qualifiziert zu sein.

Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.

Ich habe in letzter Zeit gar keine Zeitung gelesen; daher weiß ich nicht einmal, wer in der Wahl dieses Jahr kandidiert.

Son zamanlarda hiç gazete okumadım, bu yüzden bu yıl seçimlerde kimin aday olduğunu bilmiyorum.

Ich bin zwei Jahre jünger als er.

Ondan iki yaş daha gencim.

Wir feiern jedes Jahr Weihnachten.

Biz her yıl Noel'i kutlarız.

Das ist der beste Film des Jahres.

Bu, yılın en iyi filmi.

Ich habe vor acht Jahren geheiratet.

Sekiz yıl önce evlendim.

Dieser Baum ist über 1500 Jahre alt.

Bu ağaç 1500 yaşından fazla.

Die neue Bücherei befindet sich seit letztem Jahr im Bau.

Yeni kütüphane, geçen yıldan beri yapım aşamasında.

Ich bin nicht dreißig Jahre alt.

Ben otuz yaşında değilim.

Die Situation änderte sich im darauffolgenden Jahr.

Durum ertesi yıl değişti.

In diesem Haus lebte der Dichter Friedrich Hölderlin, bewirtet von dem Tischler Zimmer und seiner Familie, von 1807 bis zu seinem Tod im Jahre 1843.

Şair Friedrich Hölderlin bu evde marangozhanesi ve ailesiyle birlikte 1807'den öldüğü yıl olan 1843'e kadar bir şekilde yaşadı.

Obwohl du mich so lange Jahre kennst, vertraust du mir nicht?

Beni uzun yıllardır tanıdığın halde bana güvenmiyor musun?

Wie viele Jahre kennst du mich schon?

Beni kaç yıldır tanıyorsun?

Eine Tasse Kaffee verpflichtet einen zu vierzig Jahren Freundschaft.

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.

Er ist vor fünf Jahren gestorben.

O, beş yıl önce öldü.

Ich bin dreißig Jahre alt.

Ben otuz yaşındayım.

Otuz yaşındayım.

Ich bin vierundzwanzig Jahre alt.

Ben 24 yaşındayım.

24 yaşındayım.

In Japan dürfen wir mit 18 Jahren Auto fahren.

Japonya'da 18 yaşında araba kullanabiliriz.

Ich habe drei Jahre in Boston gearbeitet.

Üç yıl Boston'da çalıştım.

Darüber verging ein ganzes Jahr.

Üzerinden tam bir sene geçti.

Die Bauarbeiten dauerten bis zum Ende des Jahres 1854.

Yapım çalışmaları 1854 yılının sonuna kadar sürdü.

Tom ist nur ein paar Jahre älter als ich.

Tom benden sadece birkaç yaş daha yaşlı.

Ich werde dreißig Jahre alt.

Yakında otuz olacağım.

Ich habe schon seit Jahren nicht mehr gearbeitet.

Yıllardan beri çalışmadım.

Sie ist elf Jahre alt.

O on bir yaşında.

Wir sind nun schon fast ein Jahr beisammen.

Neredeyse bir yıldır beraberiz.

Ich weiß nicht, wie lange Tom in Boston gelebt hat, aber es waren mindestens drei Jahre.

Tom'un Boston'da ne kadar yaşadığını bilmiyorum ama en az üç yıldı.

Hast du das seit einem Jahr jeden Tag gemacht?

Sen bir yıl boyunca her gün bunu mu yapıyordun?

Voriges Jahr waren ihre Haare nicht lang.

Saçı uzun değildi geçen sene.

Das Gebäude wird in einem Jahr fertiggestellt sein.

Bina bir yıl içinde tamamlanacak.

Im Laufe der Jahre habe ich mich an diese Art von Leben gewöhnt.

Yıllar içinde bu yaşam biçimine alıştım.

Im vergangenen Jahr habe ich mehr als fünfhundert Bücher gelesen.

Geçen yıl beş yüzden fazla kitap okudum.

Wie viele Bücher haben Sie im vergangenen Jahr gelesen?

Geçen yıl kaç kitap okudunuz?

Hier wohnte ich dreißig Jahre lang.

Burada otuz yıldır yaşıyordum.

In den Sommerferien fahren wir jedes Jahr ins Dorf meines Großvaters.

Her yıl yaz tatilinde dedemin köyüne gideriz.

Die Sowjetunion startete Sputnik I im Jahre 1957.

Sovyetler Birliği 1957 yılında Sputnik I'i fırlattı.

Du bist drei Jahre jünger als Tom.

Sen Tom'dan üç yaş daha küçüksün.

Sie haben dort, wohin wir letztes Jahr zusammen in Urlaub gefahren sind, ein Haus gekauft.

Onlar geçen yıl birlikte tatile gittiğimiz yerde bir ev satın aldılar.

Das war vor drei Jahren.

O, üç yıl önceydi.

Wo sind die Jahre geblieben?

Seneler nereye kayboldular ?

Tom ist schon seit drei Jahren hier.

Tom üç yıldır burada.

Er und ich sind zehn Jahre verheiratet.

O ve ben on yıldır evliyiz.

Ich bin seit zehn Jahren mit ihm verheiratet.

Ben on yıldır onunla evliyim.

Ich habe dieses Buch vor ein paar Jahren gelesen.

Bu kitabı birkaç yıl önce okudum.

Wir genießen die letzten schönen Tage in diesem Jahr.

Yılın son güzel günlerinin keyfini çıkartıyoruz.

Tom ist schon seit drei Jahren in Australien.

Tom üç yıldır Avustralya'da.

Jahre später brach sie ihr Schweigen.

Yıllar sonra suskunluğunu bozdu.

Für das Jahr 2018 wünsche ich von Herzen Gesundheit und Glück.

Yılında 2018 sağlık ve mutluluk tüm kalbimle diliyorum.

Ich lerne seit anderthalb Jahren Türkisch.

Bir buçuk yıldan beri Türkçe öğreniyorum.

Möge sich das Jahr 2018 genauso zeigen, wie an diesem Neujahrstag: Sonnig, hoffnungsvoll, kraftvoll, vital, gut gelaunt, positiv. Alles Gute meine Freunde!

2018 kendini bu Yılbaşı günündeki gibi güneşli, umut, sağlık ve güç dolu, keyifli ve olumlu göstersin. Her şey gönlünüzce olsun arkadaşlarım!

Heute vor vier Jahren bin ich Tatoeba-Mitglied geworden.

Dört yıl önce bugün Tatoeba.org'a üye oldum.

In drei Minuten Erinnerungen von drei Jahren zu wecken, das schafft nur Musik.

Üç dakikada üç yıla ait anıları uyandırmak, bu sadece müziğin yapabileceğidir.

Türkische Beispielsätze

  • Tom geçen hafta yirminci yaş gününü kutladı.

  • O ilk evlilik yıl dönümlerini unuttu.

  • Biz bunu her yıl yapıyoruz.

  • Tom'un geçen yıl bir işi yoktu.

  • Annem bu çiçeği bana iki sene evvel paskalyaya hediye etti.

  • Tom her sene Mary'nin doğum gününü unutur.

  • Herkese iyi yıllar diliyorum. Tüm dileklerinizin bu yıl gerçekleşmesi dileğimle.

  • Umarım hepinizin geçen seneye ait güzel anıları vardır ve gelecek sene de iyi zamanlar geçirirsiniz.

  • Tom, Mary'den bir yaş küçüktü.

  • Yardımınız ve dostça sohbetleriniz için teşekkür ederim. Umarım gelecek yıl tekrar görüşürüz.

  • Tom üç yıl komşumdu.

  • Kız kardeşim, yedi yıl boyunca İsveç'in Malmö şehrinde yaşadı.

  • Bu yıl yurt dışına hiç çıkmadım.

  • Sözleşme, yıl sonunda otomatik olarak yenilenir.

Übergeordnete Begriffe

Da­tum:
tarih
veri
Zeit­punkt:
an
zaman
Zeit­raum:
müddet
süre
zaman dilimi

Untergeordnete Begriffe

Früh­jahr:
bahar
ilkbahar
Halb­jahr:
altı ay
yarıyıl
Kir­chen­jahr:
kilise yılı
Mi­nu­te:
dakika
Neu­jahr:
yılbaşı
Stun­de:
saat
zaman
Tag:
gün
gündüz
ruz
Vor­jahr:
geçen sene
geçen yıl
Wo­che:
hafta

Jahr übersetzt in weiteren Sprachen:

Quellen:
  1. [Übersetzungen] Wiktionary-Autoren: Jahr. In: Wiktionary – Das freie Wörterbuch, 2023, [online] de.wiktionary.org, CC BY-SA 3.0
  2. [Beispielübersetzungen] User-generated content: Satz Nr. 1203093, 4874980, 6581534, 1018, 138825, 343051, 345406, 362600, 379829, 413522, 421852, 439596, 446414, 509742, 510018, 644034, 688308, 688427, 766643, 786560, 822437, 829804, 876518, 927979, 983651, 1103165, 1140572, 1194357, 1323715, 1396082, 1519021, 1598466, 1698980, 1755869, 1769371, 1800008, 1805678, 1811338, 1811972, 1819174, 1848056, 1910198, 1916310, 2096631, 2108745, 2136257, 2183622, 2183926, 2187494, 2228441, 2228505, 2270740, 2357774, 2411164, 2517257, 2518578, 2601616, 2631161, 2754275, 3011772, 3076138, 3128838, 3229810, 3386124, 3460281, 3513658, 3519516, 3584333, 3659253, 3759908, 3766357, 3863869, 3887753, 4038304, 4056939, 4058444, 4559675, 4711127, 4738468, 4991607, 4991674, 4998018, 5032939, 5175561, 5214534, 5388796, 5797760, 5942312, 5955697, 5962789, 5962799, 6370878, 6388118, 6401323, 6473658, 6581618, 6627175, 6812460, 6832910, 6850650, 1243751, 2125695, 5855750, 6128036, 6851784, 6999064, 7665575, 7668076, 7952722, 8001770, 8191767, 8207334, 9489576 & 10260077. In: tatoeba.org, CC BY 2.0 FR