Was heißt »spre­chen« auf Türkisch?

Das Verb »spre­chen« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:

  • konuşmak

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Meine Mutter spricht nicht sehr gut Englisch.

Annem İngilizceyi pek iyi konuşmaz.

Ich spreche kein Japanisch.

Japonca konuşmuyorum.

Mit wem spreche ich?

Ben kiminle konuşuyorum?

Ben kimle konuşuyorum?

Ich habe mit Freunden gesprochen.

Ben arkadaşlarla konuştum.

Ich spreche ein bisschen Japanisch.

Ben biraz Japonca konuşuyorum.

Ich spreche täglich Englisch.

Her gün İngilizce konuşurum.

Her gün İngilizce konuşuyorum.

Sie spricht gut Spanisch.

O, İspanyolca iyi konuşuyor.

Wir sprechen alle Englisch.

Hepimiz İngilizce konuşuruz.

Jack kann Französisch sprechen.

Jack Fransızca konuşabilir.

Ich kann Englisch sprechen.

İngilizce konuşabilirim.

Ben İngilizce konuşabilirim.

Sie kann Russisch sprechen.

O, Rusça konuşabilir.

Niemand sprach mit mir.

Kimse benimle konuşmadı.

Kann er Französisch sprechen?

O Fransızca konuşabilir mi?

Kannst du Französisch sprechen?

Fransızca konuşabilir misin?

Er spricht auch Russisch.

Rusça da konuşuyor.

In Kanada spricht man Englisch und Französisch.

Kanada'da İngilizce ve Fransızca konuşulur.

Ich kann nicht sprechen.

Konuşamam.

Entschuldigung, sprechen Sie Englisch?

Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?

Mein Vater spricht immer mit sehr lauter Stimme.

Babam her zaman çok yüksek bir sesle konuşur.

Ich spreche kein Schwedisch.

İsveççe konuşmuyorum.

Ich spreche gut Japanisch.

İyi Japonca konuşurum.

Japonca'yı iyi konuşurum.

Sie spricht Chinesisch.

O Çince konuşuyor.

Kann ich Pedro sprechen?

Pedro ile konuşabilir miyim?

Ich spreche kein Katalanisch.

Katalanca konuşmam.

Ich spreche Interlingua.

İnterlingua konuşuyorum.

Ich spreche mit dem Direktor.

Yönetmenle konuşuyorum.

Er kann Japanisch sprechen.

O Japonca konuşabilir.

Ich spreche kein Hebräisch.

İbranice konuşmuyorum.

Toshio kann sehr gut Englisch sprechen.

Toshio çok iyi İngilizce konuşabilir.

Ich spreche nicht viel Französisch.

Çok fazla Fransızca konuşamam.

Er spricht Japanisch und Englisch mit Leichtigkeit.

Japonca ve İngilizceyi kolaylıkla konuşur.

Wie viele Sprachen sprichst du?

Kaç dil biliyorsun?

Ich spreche kein Chinesisch.

Çince konuşmam.

Unterbrich mich nicht, während ich spreche.

Konuşurken lafımı bölme.

Bitte sprechen Sie langsamer.

Lütfen daha yavaş konuşun.

Ich spreche nicht schnell.

Hızlı konuşmam.

Ich spreche viel Englisch.

Ben çok İngilizce konuşurum.

Sie kann spanisch sprechen.

O İspanyolca konuşabilir.

Ich spreche nicht Japanisch.

Japonca konuşmam.

Sie sprechen auch Esperanto.

Onlar Esperanto da konuşurlar.

Ich möchte dich sprechen.

Seninle konuşmak istiyorum.

Wen willst du sprechen?

Kimle konuşmak istiyorsun?

Ich mag Englisch, aber ich spreche es nicht gut.

İngilizceyi seviyorum ama iyi konuşamıyorum.

Du musst Englisch sprechen.

İngilizce konuşmak zorundasın.

İngilizce konuşmalısın.

Ich spreche ein bisschen Deutsch.

Çok az Almanca konuşurum.

Können Sie langsamer sprechen?

Daha yavaş konuşabilir misiniz?

Ich spreche Schwedisch.

İsveççe konuşurum.

Alles spricht dafür, dass er unschuldig ist.

Her şey onun masum olduğunu gösteriyor.

Wir sprechen Japanisch.

Biz Japonca konuşuruz.

Ein Amerikaner sprach mich am Bahnhof an.

Bir Amerikalı tren istasyonunda benimle konuştu.

Ich kann Französisch sprechen.

Fransızca konuşabilirim.

Ich spreche kein Spanisch.

İspanyolca konuşmam.

Ja, ich spreche Spanisch.

Evet, İspanyolca konuşuyorum.

Evet, İspanyolca konuşurum.

Sie weiß nicht, worüber sie mit ihm sprechen soll.

Onunla ne hakkında konuşması gerektiğini bilmiyor.

Über Geld spricht man nicht, man hat es.

İnsan sahip olmadığı para hakkında konuşmaz.

Würdest du bitte leiser sprechen? Ich habe einen Kater ...

Lütfen sesini biraz azaltır mısın? Akşamdan kalma baş ağrım var.

Ich habe ihn oft auf Englisch sprechen hören.

Onu sık sık İngilizce konuşurken duydum.

Er spricht zehn Sprachen.

O on dil konuşuyor.

Ich spreche mit dir.

Seninle konuşurum.

Kann ich dich sprechen?

Seninle konuşabilir miyim?

Kann ich Sie sprechen?

Sizinle konuşabilir miyim?

Können wir sprechen?

Konuşabilir miyiz?

Ich kann sprechen.

Ben konuşabiliyorum.

Ben konuşabilirim.

Du sprichst wie deine Mutter.

Annen gibi konuşuyorsun.

Wird in Kanada Englisch gesprochen?

Kanada'da İngilizce konuşulur mu?

Können Sie Französisch sprechen?

Fransızca konuşabilir misiniz?

Sie konnte nicht mit ihm sprechen.

O, onunla konuşamadı.

Er kann fünf Sprachen sprechen.

O, beş dil konuşabilir.

Beş dil konuşabiliyor.

Pedro, wie viele Sprachen sprichst du?

Pedro, kaç tane dil biliyorsun?

Er spricht vor Studenten.

Öğrencilerin önünde konuşuyor.

Könnten Sie bitte noch etwas langsamer sprechen?

Biraz daha yavaş konuşabilir misiniz?

Sie spricht laut und ununterbrochen.

O yüksek sesli ve kesintisiz konuşur.

Spanisch wird in den meisten südamerikanischen Ländern gesprochen.

İspanyolca, Güney Amerika'daki birçok ülkede konuşulur.

Sie können Deutsch sprechen.

Almanca konuşabilirsiniz.

Almanca konuşabilirler.

Tom denkt nicht, bevor er spricht.

Tom konuşmadan önce düşünmez.

Der Lehrer sprach zwei Stunden lang am Stück.

Öğretmen iki saat boyunca konuşmaya devam etti.

Er spricht Arabisch.

O, Arapça konuşuyor.

O Arapça konuşur.

Tom spricht oft mit Maria.

Tom sık sık Mary ile konuşur.

Lass mich sprechen.

Konuşmama izin ver.

Bırak konuşayım.

Wer bist du, dass du so mit mir sprichst?

Sen kimsin de benimle böyle konuşuyorsun?

Worüber sprechen Sie?

Ne hakkında konuşuyorsunuz?

Ich spreche darüber.

Ondan bahsediyorum.

Onun hakkında konuşuyorum.

Ich sprach langsam, damit sie mich verstehen konnten.

Beni anlayabilsinler diye yavaş konuştum.

Wir sollten mal in Ruhe miteinander sprechen!

Birbirimizle sakince konuşmalıyız.

Er will Sie sprechen.

Sizinle konuşmak istiyor.

Ich kann nicht mit Tom sprechen.

Tom'la konuşamam.

Ich sollte mit Tom sprechen.

Tom'la konuşmalıyım.

Tom will mit dir sprechen.

Tom seninle konuşmak istiyor.

Er spricht Portugiesisch.

O Portekizce konuşur.

Portekizce konuşur.

Ich spreche nicht Deutsch.

Almanca konuşmuyorum.

Tom will sprechen.

Tom konuşmak istiyor.

Nun, lass uns offen miteinander sprechen!

Pekala, dobra dobra konuşalım.

Er sprach nicht ein Wort.

O tek kelime etmedi.

Kannst du Mandarin sprechen?

Mandarin konuşabilir misin?

Darüber wurde gesprochen.

Bu konuşuldu.

Ich kann Chinesisch sprechen.

Çince konuşabilirim.

Sie sprechen Spanisch.

Onlar İspanyolca konuşurlar.

Ich sprach laut, damit mich alle hören konnten.

Beni herkes duyabilsin diye yüksek sesle konuşuyordum.

Der Leiter unserer Gruppe setzte sich mit den anderen Leitern zusammen und sprach über das Problem.

Bizim grubun lideri diğer liderlerle birlikte oturdu ve problem üzerine konuştu.

Er kann Französisch sprechen.

O Fransızca konuşabiliyor.

Synonyme

mit­tei­len:
bildirmek

Antonyme

Türkische Beispielsätze

  • Onun hakkında konuşmak istemiyorum.

  • Tom seninle konuşmak istemiyor.

  • Kapıda seninle konuşmak isteyen biri var.

  • Sizinle konuşmak istediğim şey buydu.

  • Neden Tom'la konuşmak istiyorsun?

  • Açık konuşmak gerekirse, ben de olsam aynısını yapardım!

  • Tom konuşmak istemedi.

  • Tom'la konuşmak istiyoruz.

  • Bunun hakkında seninle konuşmak istedim.

  • Bunun hakkında sizinle konuşmak istedim.

  • Tom benimle konuşmak istemediğini söyledi.

  • Buradayız çünkü Tom ile konuşmak istiyoruz.

  • Tom'la konuşmak istemiyorum.

  • Fransızca konuşmak eğlenceli.

  • Neden konuşmak istemediğini biliyorum ben de seninle konuşmak istemiyorum.

  • Neden onunla konuşmak istiyorsun?

  • O konuda seninle konuşmak istiyoruz.

  • Tom sadece konuşmak istiyor.

  • Sadece konuşmak istiyorum.

  • Tom hakkında konuşmak istemiyorum.

Untergeordnete Begriffe

ar­gu­men­tie­ren:
delil göstermek
tartışmak
be­mer­ken:
farkına varmak
er­klä­ren:
açıklamak
fest­stel­len:
belirtmek
flüs­tern:
fısıldamak
sessiz konuşmak
in­for­mie­ren:
bilgilendirmek
la­bern:
gevezelik etmek
mit­tei­len:
bildirmek
mo­sern:
sızlanmak
yakınmak
plau­dern:
sohbet etmek
prah­len:
böbürlenmek
quas­seln:
çok konuşmak
gevezelik etmek
quat­schen:
muhabbet etmek
sohbet etmek
re­fe­rie­ren:
ders vermek
seminer vermek
sunum yapmak
schrei­en:
bağırmak
haykırmak
schwat­zen:
çene çalmak
ver­mu­ten:
ihtimâl vermek
sanmak
tahmin etmek
varsaymak
zannetmek

Sprechen übersetzt in weiteren Sprachen:

Quellen:
  1. [Übersetzungen] Wiktionary-Autoren: sprechen. In: Wiktionary – Das freie Wörterbuch, 2023, [online] de.wiktionary.org, CC BY-SA 3.0
  2. [Synonyme] OpenThesaurus-User: sprechen. In: OpenThesaurus – Das freie Wörterbuch für Synonyme, 2023, [online] openthesaurus.de, CC BY-SA 4.0
  3. [Beispielübersetzungen] User-generated content: Satz Nr. 264, 284, 635, 1262, 342655, 351125, 353316, 353539, 360573, 362681, 363866, 383951, 387146, 392872, 436007, 452586, 461168, 467719, 474132, 483451, 522487, 556828, 599243, 600101, 618216, 619560, 621094, 634077, 634801, 636311, 679319, 679364, 700316, 705535, 712510, 770015, 783568, 788500, 793087, 795512, 808272, 813072, 824349, 843695, 862487, 867372, 906149, 909625, 920822, 940210, 973728, 975687, 975705, 977147, 1003524, 1005391, 1008041, 1063829, 1126611, 1136229, 1136231, 1144576, 1159035, 1287151, 1336094, 1344055, 1390584, 1399132, 1406343, 1428685, 1510342, 1523059, 1682544, 1716237, 1754093, 1811315, 1851160, 1853455, 1863235, 1864932, 1871561, 1871565, 1905218, 1928490, 1932916, 1973404, 2060871, 2132280, 2138528, 2182353, 2215405, 2271798, 2309231, 2324959, 2348378, 2357784, 2366888, 2397047, 2398647, 2424241, 3126856, 3323794, 3422448, 3425962, 3464523, 3612702, 2730140, 2694976, 2658545, 2658542, 3701923, 2576991, 2518297, 2481408, 2471650, 4018408, 4046289, 4157169, 2058074 & 4388764. In: tatoeba.org, CC BY 2.0 FR