Was heißt »klein« auf Türkisch?

Das Adjektiv »klein« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:

  • küçük

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Die Welt ist klein.

Dünya küçüktür.

Das Buch ist sehr klein.

Bu kitap çok küçük.

Das ist ein kleiner Schritt für den Menschen, aber ein riesiger Sprung für die Menschheit.

Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.

Sein Haus war klein und alt.

Onun evi küçük ve eski.

Das Buch ist klein.

Kitap küçük.

Ich bin kleiner als du.

Ben senden daha kısayım.

Japan ist kleiner als Kanada.

Japonya Kanada'dan daha küçüktür.

Die Bevölkerung dieser Stadt wird jedes Jahr kleiner.

Bu şehrin nüfusu her yıl azalıyor.

London ist, verglichen mit Tokyo, kleiner.

Londra, Tokyo'ya kıyasla daha küçüktür.

Mein kleiner Bruder rannte splitternackt durchs Wohnzimmer.

Küçük erkek kardeşim anadan doğma vaziyette oturma odasına koştu.

Verglichen mit Tokio ist London klein.

Tokyo'ya kıyasla, Londra küçük.

Dieses Buch ist kleiner.

Bu kitap daha küçüktür.

Mein Haus sieht neben seinem klein aus.

Benim ev onunkinin yanında küçük görünüyor.

Dieses Brot ist klein.

Bu ekmek küçük.

Dieses Haus ist zu klein, um drin zu wohnen.

Bu ev içinde oturmak için çok küçük.

Toms Zimmer war sehr klein.

Tom'un odası çok küçüktü.

Es ist sehr klein.

Bu çok küçük.

Es ist kleiner als Tokio.

Tokyo'dan daha küçük.

Ich bin sehr klein.

Çok kısayım.

Ken ist kleiner als Tom.

Ken, Tom'dan daha küçüktür.

Du bist klein.

Sen küçüksün.

Tom ist kleiner als Maria.

Tom, Mary'den daha kısadır.

Wie groß ist Ihr Hund? Der meine ist klein.

Köpeğin ne kadar büyük? Benimki küçük.

Das Haus ist klein, aber schön.

Ev küçük ama güzel.

Dieses Haus ist günstig gelegen, aber das Problem ist, dass es für meine große Familie zu klein ist.

Evin yeri iyi, ama sorun benim büyük ailem için çok küçük olması.

Tom ist kleiner als ich.

Tom benden daha kısadır.

Sein Zimmer war klein, aber sauber, und das Essen war gut!

Odası küçük ama temizdi ve yemek de iyiydi.

Thomas ist kleiner als ich.

Thomas benden küçük.

Pferde sind größer als Hunde, aber Katzen sind kleiner als Hunde.

Atlar köpeklerden büyüktür ama kediler köpeklerden küçüktür.

Manchmal reicht ein Gedanke an dich und auf einmal ist die Welt viel bunter, viel größer, die Sorgen kleiner und in mir breitet sich ein wohliges Gefühl aus. Genau das ist Liebe. Es gibt kein schwarz oder weiß. Wichtig ist, von Herzen zu lieben.

Bazen seninle ilgili tek bir düşünce birden dünyanın rengarenk ve daha büyük gözükmesine, dertlerin azalmasına yeterli oluyor ve içimi hoş bir duygu kaplıyor. İşte ask bu! Siyahı beyazı yok. Önemli olan kalpten sevmek.

Du bist ein ganz kleiner Teil von einer ganz großen Welt. Nur ein ganz winziger Punkt oder vielleicht auch noch weniger, und doch wäre die Welt leer ohne dich. Schön, dass es dich gibt.

Kocaman bir dünyanın ufacık bir parçasısın sen. Sadece ufacık bir nokta, belki de daha ufak ama yine de dünya sensiz boş olurdu. İyi ki varsın.

Meine Tochter ist noch klein.

Kızım hala küçük.

Je kleiner, desto besser.

Ne kadar küçükse o kadar iyi.

Er ist kleiner als ich.

O benden daha kısa.

Ich möchte nur ein kleines Glück. So klein, dass es mir niemand wegnehmen kann.

Küçük bir mutluluk istiyorum. O kadar küçük olsun ki, istemesin kimse benden onu.

Der Schulgarten war sehr klein.

Okul bahçesi çok küçüktü.

Diese Spielerin ist klein.

Bu oyuncu küçüktür.

Synonyme

mas­siv:
masif
som

Antonyme

groß:
büyük
muazzam
hoch:
yüksek

Türkische Beispielsätze

  • Büyük sözleri genelde küçük olaylar takip eder.

  • Bu küçük gelirle yaşamak benim için zor.

  • Hiç küçük kız kardeşim yok.

  • Sen arkadaşlarıma karşı beni küçük düşürdün.

  • Meteor dünya atmosferine girdiğinde küçük parçalara ayrıldı.

  • Amerika veya Çin ile kıyaslandığında, Japonya küçük bir ülke.

  • Şu anda çok küçük bir evde oturuyorum.

  • Bu hikayenin kahramanı küçük bir kız.

  • Ben artık küçük bir kız değilim.

  • Artık küçük bir çocuk değilim.

  • O, küçük bir hediye ile onu şaşırttı.

  • O, küçük bir fark yaratır.

  • Fransızlar orgazma küçük ölüm der.

  • Kuzenimin küçük kız çocuğu mandallarla oynuyordu.

  • Ben küçük bir çocuğum.

  • Tom'un küçük elleri var.

  • O bataklıkta küçük bir kulübede tek başına yaşıyor.

  • İsrail çok küçük bir ülkedir.

  • Gouda peynirini küçük küpler halinde kesin.

  • Uçmak için kuş olmak gerekmiyor, küçük sevinçler olsun yeter!

Übergeordnete Begriffe

Aus­maß:
boyut
ebat
Grö­ße:
boyut
ebat

Klein übersetzt in weiteren Sprachen:

Quellen:
  1. [Übersetzungen] Wiktionary-Autoren: klein. In: Wiktionary – Das freie Wörterbuch, 2023, [online] de.wiktionary.org, CC BY-SA 3.0
  2. [Synonyme] OpenThesaurus-User: klein. In: OpenThesaurus – Das freie Wörterbuch für Synonyme, 2023, [online] openthesaurus.de, CC BY-SA 4.0
  3. [Beispielübersetzungen] User-generated content: Satz Nr. 358303, 423685, 433668, 484204, 626265, 667284, 685932, 688427, 707480, 803874, 934367, 1151335, 1711454, 1771793, 1821714, 1853926, 1854035, 2118764, 2278503, 2348648, 2397385, 2554477, 2777833, 3074729, 3102841, 3289040, 3327752, 3656026, 4157170, 5809461, 6697476, 6710343, 6792248, 6948950, 6955793, 9853978, 10083589, 2896356, 2783228, 2745192, 3093529, 2438039, 3429694, 3523087, 2133872, 3842644, 3842829, 1459039, 1309489, 4404963, 4417901, 1118511, 4568256, 4691809, 4806766, 5301150 & 5883938. In: tatoeba.org, CC BY 2.0 FR