Was heißt »Stra­ße« auf Türkisch?

Das Substantiv »Stra­ße« (auch: Strasse) lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:

  • cadde
  • yol
  • sokak

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Ich habe sie zufällig auf der Straße getroffen.

Onunla tesadüfen yolda karşılaştım.

Sie leben auf der anderen Seite der Straße.

Onlar sokağın diğer tarafında yaşıyorlar.

Auf dieser Straße darf man nicht links abbiegen.

Bu caddede sola dönüş yasaktır.

Bu caddede sola dönüş yoktur.

Bu caddede sola dönüş yapılamaz.

Er lief durch die Straßen und suchte seinen Sohn.

Oğlunu arayarak caddeleri dolaştı.

Die Straße war frei von Verkehr.

Yol trafiğe açıktı.

Seid vorsichtig beim Überqueren der Straße!

Yolu dikkatle geç.

Diese Straße führt zum Bahnhof.

Bu yol istasyona götürür.

Sie trafen sich auf der Straße.

Sokakta karşılaştılar.

Das ist keine Straße, sondern ein Pfad.

O bir yol değil fakat bir patika.

Es ist auf der linken Seite der Straße.

O, caddenin sol tarafındadır.

Ich habe diesen Satz vor etwa einer Stunde auf der Straße gehört.

Bu cümleyi yaklaşık bir saat önce sokakta duydum.

Der alte Mann ging vorsichtig über die Straße.

Yaşlı adam yolu dikkatlice yürüyerek geçti.

Während ich auf dieser Straße laufe, sehe ich oft einen von meinen Freunden.

Bu caddede yürürken,çoğu zaman arkadaşlarımdan birini görürüm.

Es gibt immer mehr Straßen und immer weniger Ziele.

Gittikçe daha fazla yol ve gittikçe daha az varış noktası var.

Auf der Straße sind Kinder, die schnurspringen.

Sokakta ip atlayan çocuklar var.

Vermeiden Sie es, nachts allein auf den Straßen zu sein.

Geceleri yalnız başına sokaklarda yürümekten kaçının.

Gleich die Straße runter gibt es ein Café, das ich mag.

Yolun hemen aşağısında, sevdiğim bir kahvehane var.

Auf der Straße war tote Hose.

Sokakta in cin top oynuyordu.

In dieser Straße kommt auf jeden Menschen eine Katze.

Bu sokakta adam başına bir kedi düşüyor.

Antonyme

Bür­ger­steig:
kaldırım
tretuvar
yaya kaldırımı
Pfad:
patika
Platz:
alan
meydan
saha

Türkische Beispielsätze

  • Şimdi yapabileceğimiz en iyi yol odur.

  • Boston'a uzun bir yol var.

  • Dirençli bakteri çoğalmaya devam etmekte ve hastalığın daha uzun sürmesine hatta ölüme yol açmaktadır.

  • Bugün sabahleyin tren o kadar doluydu ki boş bir yer bulamadım ve tüm yol ayakta durmak zorunda kaldım.

  • Tom, Maria'yı sevdiğini ona söylemek için orijinal bir yol bulmak istemişti.

  • Yardım etmek için tek yol bu mu?

  • Gönülden gönüle, yol var dediler. O gün bugün yoldayız. Yol bulmak kolay imiş. Mesele gönül bulabilmek imiş.

  • Bir hayalin gerçekleşmedi diye, hayat bitmedi. Sadece yeni bir yol bulabilesin diye, bir yolun kapanmıştır.

  • Her zaman bir yol vardır.

  • Bir şeyi yapmak isteyen bir yol bulur. İstemeyen ise mazeret.

  • Yaşam maliyetindeki amansız artış, sosyal huzursuzluğa yol açabilir.

  • Bu politikalar, nihayetinde yaşam maliyetinde hızlı bir artışa yol açmıştır.

  • Rüya yoksunluğu halüsinasyonlara yol açabilir.

  • Bu isyanlara yol açabilir.

  • Evet, haklısın: bu milliyetçiliğe yol açabilir.

Untergeordnete Begriffe

Au­to­bahn:
otoban
otoyol
Ma­gel­lan­stra­ße:
Macellan Boğazı
Sack­gas­se:
çıkmaz sokak

Straße übersetzt in weiteren Sprachen:

Quellen:
  1. [Übersetzungen] Wiktionary-Autoren: Straße. In: Wiktionary – Das freie Wörterbuch, 2023, [online] de.wiktionary.org, CC BY-SA 3.0
  2. [Beispielübersetzungen] User-generated content: Satz Nr. 380797, 522464, 771041, 1645640, 1905247, 1905269, 1905827, 2094666, 2118225, 2120702, 2247860, 2336139, 2407044, 2696397, 3929629, 5253890, 5432212, 9563497, 9579371, 861703, 1294322, 2260729, 2404608, 3504978, 3711850, 6153181, 6311382, 6449749, 6817528, 11021477, 11021478, 11537959, 11537960 & 11537962. In: tatoeba.org, CC BY 2.0 FR