Was heißt »Mädchen« auf Türkisch?
Das Substantiv »Mädchen« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:
- kız
- hizmetçi kız
- hizmetçi
Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen
Ukrainische Mädchen sind die schönsten Mädchen der Welt.
Ukraynalı kızlar dünyanın en güzel kızlarıdır.
Das Mädchen ähnelte seiner Mutter.
Kız annesine benziyordu.
Ich frage mich, wer dieses Mädchen ist.
Şu kız kim acaba.
Er sah ein hübsches Mädchen.
O güzel bir kız gördü.
Das Mädchen mit den langen Haaren ist Judy.
O uzun saçlı kız Judy'dir.
Das Mädchen, das in der Bäckerei arbeitet, ist hübsch.
Fırında çalışan kız şirin.
Das Mädchen ging in den Wald und suchte Pilze.
Kız ormana gitti ve mantar aradı.
Das Mädchen ging in den Wald, um Pilze zu suchen.
Kız mantar aramak için ormana gitti.
Mary ist ein sehr schönes Mädchen.
Mary çok güzel bir kızdır.
Das Mädchen kauft im Supermarkt Milch.
Kız süpermarkette süt alıyor.
Das Mädchen, das Klavier spielt, ist meine Schwester.
Piyano çalan kız kız kardeşimdir.
Piyano çalan kız kardeşimdir.
Dies hier sind Jungen und die dort sind Mädchen.
Bunlar oğlanlar, şunlar da kızlar.
Der Held dieser Geschichte ist ein kleines Mädchen.
Bu hikayenin kahramanı küçük bir kız.
Das Mädchen saß neben mir.
Kız yanıma oturdu.
Miho ist das Mädchen, das ich am liebsten mag.
Miho en çok hoşlandığım kızdır.
Ich weiß, welches der beiden Mädchen dir besser gefällt.
İki kızdan hangisini daha çok sevdiğini biliyorum.
Das Mädchen sieht den Jungen.
Kız oğlanı görüyor.
Wo ist das Mädchen?
Kız nerede?
Ich bin ein Mädchen, das auf ein japanisches Gymnasium geht.
Ben Japon lisesinde okuyan bir kızım.
Das Mädchen hat große Ähnlichkeit mit meiner verstorbenen Mutter.
Kız hemen hemen ölen anneme benziyor.
Das Mädchen hatte niemanden, an den es sich wegen eines Ratschlags hätte wenden können.
Kızın tavsiye için başvuracağı kimsesi yoktu.
Die Stimme des Mädchens wurde schwächer und schwächer.
Kızın sesi gittikçe zayıfladı.
Die Mädchen vergnügten sich mit Spielen.
Kızlar oyun oynayarak eğlendi.
Das Mädchen ließ die Vögel aus dem Käfig frei.
Kız kuşları kafesten serbest bıraktı.
Sie ist ein kluges und selbständiges Mädchen.
O, akıllı ve özgür bir kız.
Dem Jungen gefällt das Mädchen.
Çocuk kızdan hoşlanıyor.
Maria ist nicht so wie die anderen Mädchen.
Mary diğer kızlar gibi değildir.
Tom ist kein Mädchen.
Tom bir kız değil.
Du bist ein schönes Mädchen.
Sen güzel bir kızsın.
Sie ist ein Mädchen.
O bir kız.
Alle Mädchen lieben Pferde.
Bütün kızlar atları sever.
Ich kann es gar nicht erwarten, dieses Mädchen kennenzulernen.
Bu kızla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
Die Leute aus Dagestan waren verblüfft über ein kirgisches Mädchen, das in Moskau mit eigenen Händen ein Wunder vollbrachte.
Dağıstanlılar, Moskova'da kendi elleriyle bir mucize yaratan Kırgız bir kız yüzünden şaşırıp kaldılar.
Wie viele Mädchen sind auf diesem Bild?
Bu resimde kaç kız var?
Ich bin kein kleines Mädchen mehr.
Ben artık küçük bir kız değilim.
Ich bin ein Mädchen.
Ben bir kızım.
Das kleine Mädchen öffnete das Fenster.
Küçük kız pencereyi açtı.
Magst du keine Mädchen?
Kızlardan hoşlanmıyor musun?
Die Mädchen lesen und schreiben.
Kızlar okurlar ve yazarlar.
Meine Vermutung ist dahingehend, dass das erste Kind deiner Tochter ein Mädchen sein wird.
Kızının ilk bebeğinin kız olacağı yönünde tahminim var.
Ich habe Tom mit einem anderen Mädchen tanzen sehen.
Tom'u başka bir kızla dans ederken gördüm.
Maria hat sechs Kinder: drei Jungs und drei Mädchen.
Mary'nin altı çocuğu var, üçü erkek ve üçü kız.
Wo ist das neue Mädchen?
Yeni kız nerede?
Sie ist ein dickköpfiges Mädchen.
O, kalın kafalı bir kızdır.
Kennst du das Mädchen, das in dem Werbespot spielt?
Reklamda oynayan kızı tanıyor musun?
Die Mädchen möchten nur ihren Spaß haben.
Kızlar sadece eğlenmek istiyor.
Ein Junge und ein Mädchen sitzen auf dem Zaun.
Bir oğlan ve bir kız çitin üzerinde oturuyor.
Ich glaube, ich kenne das Mädchen dort.
Sanırım oradaki kızı tanıyorum.
Das Mädchen, das sich verlaufen hatte, schluchzte, als es ihren Namen sagte.
Kaybolan kız adını söylerken hıçkırarak ağladı.
Ich glaube daran, stark zu bleiben, wenn alles schief läuft. Ich glaube daran, dass fröhliche Mädchen die hübschesten sind. Ich glaube daran, dass morgen ein neuer Tag ist und ich glaube an Wunder.
Her şey ters giderken, güçlü kalacağıma inanıyorum. Mutlu Bayanların, en güzelleri olduklarına inanıyorum. Yarının yeni bir gün olduğuna ve mucizelere inanıyorum.
Tom gab dem Mädchen seine Telefonnummer.
Tom kıza telefon numarasını verdi.
Dieses Mädchen ist verrückt, haltet euch fern!
Bu kız deli, uzak durun!
Das Mädchen, dem ich helfe, ist meine Nichte.
Yardım ettiğim kız,yeğenimdir.
Tom hatte noch nie ein Mädchen geküsst.
Tom daha önce bir kızı hiç öpmemişti.
In einigen Ländern mit muslimischen Mehrheiten ist die Wahrscheinlichkeit einer Weiterbildung für Mädchen geringer als für Jungen.
Müslüman çoğunluğa sahip bazı ülkelerde genç kızların genç erkeklere göre yüksek öğrenim ihtimali daha düşüktür.
Ali verschlang das Mädchen mit seinen Blicken.
Ali kızı bakışlarıyla yedi.
Wir haben das Mädchen nicht gefunden.
Kızı bulmadık.
Das Mädchen ist unter den Schülern sehr beliebt.
O kız, öğrenciler arasında çok sevilir.
Du bist das schönste Mädchen, das ich in meinem Leben gesehen habe.
Sen hayatımda gördüğüm en güzel kızsın.
Ich bin kein Mädchen.
Ben kız değilim.
Mädchen sind romantischer als Jungen.
Kız çocukları oğlanlardan daha romantikler.
Das Mädchen, das da Klavier spielt, das ist die Akiko.
Piyano çalan kız Akiko'dur.
Das Mädchen, das da Klavier spielt, heißt Akiko.
Piyano çalan kızın adı Akiko'dur.
Synonyme
- Jugendliche:
- genç kız
- Zofe:
- nedime
Antonyme
Türkische Beispielsätze
O kız kardeşimin fotoğrafı.
Onların iki kız çocuğu var.
İki erkek kardeşim ve üç kız kardeşim var.
Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
Tom ve Mary erkek ve kız kardeşler.
Mary Tom'un kız kardeşi.
Tom'un birden fazla kız arkadaşı var mı?
Tom'un bir kız arkadaşı var mı?
O benim kız kardeşim değil fakat annemdir.
O senin kız kardeşin mi?
Tom'un üç kız yeğeni var.
O benim kız kardeşimin kamerası.
O güzel bir kız değildir.
Onun iki kız kardeşi var.
Bu benim kız kardeşim, Aynur.
Yaşlı bayan kız torununa gülümsedi.
Bu benim kız kardeşim.
Mary kız kardeşim değil.
Onun kız kardeşi İskoçya'da yaşar.
Onun kız kardeşi İskoçya'da yaşıyor.
Übergeordnete Begriffe
- Kind:
- çocuk
Untergeordnete Begriffe
- Kindermädchen:
- dadı