Was heißt »Pro­b­lem« auf Türkisch?

Das Substantiv »Pro­b­lem« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:

  • mesele
  • problem
  • sorun

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Wenn du ein Problem hast, versuche es zu lösen. Wenn du es nicht lösen kannst, mache kein Problem daraus.

Bir problemin varsa, çözmeye çalış. Baktın çözemiyorsun, o zaman o problemi problem olmaktan men et!

Du hast den ganzen Morgen über dieses Problem nachgedacht. Mach eine Pause, geh mittagessen.

Bütün sabah bu problem hakkında düşündün .Bir mola ver; öğle yemeğine git.

Ich ziehe es vor, eine Lösung für Probleme zu suchen und sie nicht nur anzuprangern.

Ben problemleri çözmeyi tercih ederim , sadece onlara rapor vermeyi değil.

Das ist wirklich ein Problem.

Bu ciddi bir sorundur.

Dieses Problem ist vollständig gelöst.

Bu problem tamamen çözüldü.

Das ist nicht mein Problem.

O benim sorunum değil.

Niemand kann dieses Problem lösen.

Kimse bu problemi çözemez.

Dieses Problem zu lösen ist schwierig.

Problemi çözmek zor.

Gibt es ein Problem?

Bir problem mi var?

Wir haben ein Problem.

Bir sorunumuz var.

Bir problemimiz var.

Verglichen mit seinen Problemen, sind unsere nichts.

Onun problemleri karşısında bizimkiler bir hiçtir.

Das Problem wird von ihnen diskutiert.

Sorun onlar tarafından tartışılıyor.

Das Problem ist zu schwierig zu lösen.

Sorun çözülemeyecek kadar zor.

Für mich war das Problem zu schwierig zu lösen.

Problem benim çözemeyeceğim kadar çok zor.

Wir sollten das Problem aus der Sicht eines Kindes betrachten.

Problemi bir çocuğun bakış açısıyla düşünmeliyiz.

Das Problem war zu viel für mich.

Problem benim için çok fazlaydı.

Wir haben kein Problem.

Bir sorunumuz yok.

Jedes Problem hat eine Lösung.

Her problemin bir çözümü vardır.

Das Problem bleibt ungelöst.

Sorun çözümsüz kalır.

Das ist ein Problem.

Bu bir sorun.

Bu bir problem.

Lasst uns über dieses Problem reden.

Sorunu tartışalım.

Es war nicht die Absicht von Tom Mary Probleme zu bereiten.

Tom'un niyeti Mary'ye sorun yaratmak değildi.

Kein Problem! Wir können euch helfen.

Sorun yok! Size yardım edebiliriz.

Sie hat große Probleme.

Onun büyük sorunları var.

Was war das Problem?

Sorun neydi?

Es ist ein schwieriges Problem.

O zor bir sorun.

Es ist ein heikles Problem.

O, hassas bir problem.

Ich habe das Problem zu lösen versucht, aber ich konnte nicht.

Sorunu çözmeye çalıştım ama çözemedim.

Sie löste mit Leichtigkeit alle Probleme.

Bütün problemleri kolaylıkla çözdü.

Es war ein schwierig zu lösendes Problem.

Çözmesi zor bir problemdi.

Das ist ein banales Problem.

O önemsiz bir sorundur.

Dieses Problem ist nicht so schwierig, dass man es nicht mit gesundem Menschenverstand lösen könnte.

Bu problem sağlıklı bir insan beyniyle çözülemeyecek kadar zor değil.

Ich fand es leicht, das Problem zu lösen.

Sorunu çözmeyi kolay buldum.

Das Problem ist fast gelöst.

Sorun neredeyse çözüldü.

Ihr konntet das Problem nicht lösen, oder?

Problemi çözemediniz, değil mi?

Wir waren unterschiedlicher Meinung, was die Lösung des Problems anging.

Biz, sorunun çözümüne gelince farklılık gösterdik.

Eine Lösung des Problems war schwieriger, als wir angenommen hatten.

Sorunun çözümü beklediğimizden daha zordu.

Es muss eine Lösung für das Problem geben.

Sorunun bir çözümü olmalı.

Bitte denke über das Problem nach!

Lütfen sorun hakkında düşün.

Der Leiter unserer Gruppe setzte sich mit den anderen Leitern zusammen und sprach über das Problem.

Bizim grubun lideri diğer liderlerle birlikte oturdu ve problem üzerine konuştu.

Vor einigen Tagen habe ich das Problem gelöst.

Birkaç gün önce problemi çözdüm.

Es gibt ein Problem.

Bir sorun var.

Es gibt da ein kleines Problem.

Küçük bir sorun var.

Küçük bir problem var.

Wir haben ein großes Problem.

Büyük bir sorunumuz var.

Dieses Haus ist günstig gelegen, aber das Problem ist, dass es für meine große Familie zu klein ist.

Evin yeri iyi, ama sorun benim büyük ailem için çok küçük olması.

Wir haben ein kleines Problem.

Küçük bir sorunumuz var.

Da sehe ich kein Problem.

Bir sorun görmüyorum.

Gibt es irgendein Problem?

Bir sorun mu var?

Haben Sie Probleme beim Schlucken?

Yutmayla ilgili sorununuz var mı?

Ich werde das Problem mit dir eingehend besprechen.

Seninle sorunu ayrıntılı olarak konuşacağım.

Seninle sorunu ayrıntılı olarak görüşeceğim.

Wir haben noch gewichtigere Probleme als dieses.

Bundan daha önemli sorunlarımız var.

Über kleine Probleme sollten wir hinwegsehen.

Küçük sorunları kafaya takmamalıyız.

Ich kann an eurem Gesichtsausdruck erkennen, dass ein ernstes Problem vorliegt.

Yüz ifadenizden ciddi bir mesele olduğunu anlayabiliyorum.

Tom wollte über dieses Problem nicht mehr nachdenken.

Tom artık o sorun hakkında düşünmek istemiyordu.

Das ist mein Problem, nicht deins.

Bu senin değil, benim problemim.

Allerdings, ich habe ein Problem mit euch Amerikanern!

Kesinlikle siz Amerikalılarla bir sorunum var.

Das Problem dreht sich um folgende Frage:

Problem şu soru etrafında dönüyor

Es gab nur ein Problem.

Sadece bir sorun vardı.

Vor seinen Problemen davonzulaufen, ist ein Rennen, das man nie gewinnen wird.

Problemlerinden kaçmak, kazanamayacağın bir yarıştır.

Antibiotikaresistente Bakterien sind ein ernstes Problem im Gesundheitswesen.

Antibiyotiklere dirençli bakteriler ciddi bir halk sağlığı problemidir.

Man sagte, es gäbe einen Weg von Herz zu Herz. Seitdem sind wir auf der Suche danach. Diesen Weg zu finden sei einfach, das Problem sei jedoch, ein Herz zu finden.

Gönülden gönüle, yol var dediler. O gün bugün yoldayız. Yol bulmak kolay imiş. Mesele gönül bulabilmek imiş.

Manche Menschen verstehen nicht, dass ich mit Tieren spreche. Kein Problem, die Tiere verstehen es!

Bazı insanlar hayvarılarla konuşmanızı anlayamaz. Sorun değil hayvanlar anlar!

Immer wenn du lachst, stirbt irgendwo ein Problem.

Her gülüşünde bir yerlerde bir problem ölür.

Dieses Problem lässt sich leicht lösen.

Bu problem kolayca çözülebilir.

Du hast ein Problem.

Bir sorunun var.

Senin bir sorunun var.

Ich kenne das Problem.

Ben sorunu biliyorum.

Du bist ein Teil des Problems.

Sorunun bir parçasısın.

Reden wir über Toms Problem.

Tom'un sorunu hakkında konuşalım.

Was ist das eigentliche Problem?

Asıl sorun nedir?

Hier ist das eigentliche Problem.

İşte asıl sorun.

Alle großen Städte haben Probleme mit dem Straßenverkehr.

Bütün büyük şehirlerin trafik sorunu var.

Das ist kein schwieriges Problem.

Bu zor bir sorun değil.

Meine Arbeit besteht darin, Probleme zu schaffen.

Benim işim problem yaratmak.

Ich habe hier ein Problem.

Burada bir sorunum var.

Es ist besser, ein Problem zu erörtern, ohne es zu entscheiden, als es zu entscheiden, ohne es erörtert zu haben.

Bir konuyu karara bağlamadan tartışmak, tartışmadan karar vermekten daha iyidir.

Auf meinem Tisch ist ein Quietscheentchen, das ich manchmal um technische Hilfestellung bitte. Natürlich kann es nicht antworten, aber das Erklären des Problems hilft mir oft, eine Lösung zu finden.

Masamda bazen teknik destek istediğim bir lastik ördek var. Elbette cevap veremez, ancak sorunu açıklama süreci genellikle bir çözüm bulmama yardımcı olur.

Mein Englisch ist nicht gut genug, um mein Problem zu erklären.

İngilizcem, sıkıntılarımı açıklamaya yetecek kadar iyi değil.

Synonyme

Auf­ga­be:
görev
vazife
Fra­ge:
soru
sual
He­r­aus­for­de­rung:
görev
uğraştırıcı
uğraştırıcı şey
Pro­b­le­ma­tik:
güçlük
zorluk

Türkische Beispielsätze

  • Senin başına sorun açmak istemem.

  • Sana sorun olmak istemem.

  • Bu sorun senin çözmen için çok zor.

  • O başka bir mesele.

  • Öncelikle bu mesele, inancin aktarimi ile statüko iliskisi ile alakali hermönetik bir temel anlayistir.

  • Acıtıyor canımı, ama sorun değil. Ben buna alışığım.

  • "Sadece Tom'a sorun!" - "Ondan makul bir yanıt alacağımı düşünüyor musun?" - "Evet, kesinlikle öyle düşünüyorum."

Problem übersetzt in weiteren Sprachen:

Quellen:
  1. [Übersetzungen] Wiktionary-Autoren: Problem. In: Wiktionary – Das freie Wörterbuch, 2023, [online] de.wiktionary.org, CC BY-SA 3.0
  2. [Synonyme] OpenThesaurus-User: Problem. In: OpenThesaurus – Das freie Wörterbuch für Synonyme, 2023, [online] openthesaurus.de, CC BY-SA 4.0
  3. [Beispielübersetzungen] User-generated content: Satz Nr. 6768882, 1000, 1022, 347637, 371798, 577749, 615174, 662357, 728745, 749712, 797931, 811415, 811418, 811420, 931343, 967285, 1037461, 1510224, 1515007, 1523661, 1637048, 1709460, 1713049, 1808981, 2109900, 2118216, 2132601, 2136028, 2137955, 2166515, 2188886, 2329093, 2367270, 2377334, 2377342, 2381477, 2381486, 2381549, 2384660, 2398647, 2527876, 2802921, 2806836, 3028555, 3102841, 3252464, 3327003, 3551367, 3575252, 3656427, 3705738, 3754175, 3756677, 3854542, 4215967, 4782592, 5602394, 5645809, 5883909, 6014211, 6153185, 6553556, 6680954, 6777003, 7603359, 7778299, 8116597, 8597930, 8669987, 8669989, 8672342, 9415640, 9565252, 10059773, 10284680, 10794111, 11170552, 1547435, 1547436, 1984876, 2137378, 5602442, 5790710 & 9698900. In: tatoeba.org, CC BY 2.0 FR