Was heißt »ein­fach« auf Türkisch?

Das Adjektiv ein­fach lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:

  • kolay

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Ich wollte einfach nur so schnell wie möglich dort sein.

Bir an önce oraya varmak istiyordum.

Tut mir leid, aber das ist einfach unmöglich.

Üzgünüm, ama bu mümkün değildir.

Englisch ist nicht einfach für mich.

İngilizce benim için kolay değil.

In Esperanto zählen ist sehr einfach.

Esperantoda sayı saymak çok kolaydır.

Das Buch ist einfach.

Kitap kolay.

Hier ist mein Geheimnis. Es ist ganz einfach: man sieht nur mit dem Herzen gut. Das Wesentliche ist für die Augen unsichtbar.

Verecegim sir çok basit: insan ancak yüregiyle baktigi zaman dogruyu görebilir. Gerçegin mayasi gözle görülmez.

Rechne nicht damit, dass sich die Dinge einfach gestalten.

İşlerin kolay olmasını beklememelisin.

Du kannst nicht einfach aufgeben.

Öylece bırakamazsın!

Öylece vazgeçemezsin!

Öylece pes edemezsin!

Sie können nicht einfach aufgeben.

Öylece bırakamazsınız!

Öylece vazgeçemezsiniz!

Öylece pes edemezsiniz!

Ich wünschte, es wäre so einfach.

Keşke bu kadar kolayı olsa.

Lass mich bitte einfach in Ruhe! Ich will nachdenken.

Lütfen sadece beni yalnız bırak. Düşünmek istiyorum.

Fußball ist ein einfaches Spiel. 22 Männer jagen 90 Minuten einem Ball nach und am Ende gewinnen immer die Deutschen.

Futbol basit bir oyundur.22 Adam bir topun peşinden 90 dakika boyunca koşar ve sonunda hep Almanların kazandığı bir oyundur.

Warum sagst du uns nicht einfach, was du auf dem Herzen hast?

Neden bize sadece aklından ne geçtiğini anlatmıyorsun?

Ich will einfach, dass du von Zeit zu Zeit an mich denkst.

Sadece arada sırada beni düşünmeni istiyorum.

Es ist nicht einfach zu beschreiben, wie man betonen muss, damit er eindeutig wird.

Onun daha açık olması için tonlamanın nasıl yapılacağını açıklamak kolay değil.

Tom konnte ein derartig gutes Angebot einfach nicht ablehnen.

Tom, böylesine iyi bir teklifi reddedemezdi.

Vertrau mir einfach.

Bana güven sadece.

Es ist nicht einfach.

Bu kolay değil.

Kolay değil.

Ich wollte dich einfach nur glücklich machen.

Ben sadece seni mutlu etmek istedim.

Es ist erstaunlich einfach.

Saşılacak kadar basit.

Das ist einfach erstaunlich.

Bu tek kelimeyle şaşırtıcı.

Entschuldige dich einfach!

Sadece özür dile.

Es hätte in der Macht des Präsidenten gestanden, die Männer mit einer einfachen Unterschrift vor der Hinrichtung zu bewahren.

Başkanın adamları bir kalem oynatmayla ipten alacak gücü vardı.

Lass Tom einfach gehen.

Sadece Tom'un gitmesine izin ver.

Lasst uns einfach in Ruhe.

Sadece bizi rahat bırakın.

Das ist einfach wunderbar!

(Bu) gerçekten çok güzel!

Ich mag dich einfach, weil du anders als die anderen bist.

Sırf diğerlerinden farklısın diye seni seviyorum.

Ich wollte einfach nicht, dass du allein dorthin gehst.

Oraya yalnız gitmeni istemedim.

Meistens reichen völlig einfache Worte, um das wirklich Wichtige auszudrücken!

Bazen çok basit sözcükler, gerçekten önemli olanı ifade etmek için yeterli geliyor.

Bilde bitte einfache Sätze.

Lütfen basit cümleler kur.

Manchmal liebst du einfach.

Bazen sadece seversin.

Denk nicht drüber nach, mach einfach.

Bunun hakkında düşünme, sadece yap.

Man sagte, es gäbe einen Weg von Herz zu Herz. Seitdem sind wir auf der Suche danach. Diesen Weg zu finden sei einfach, das Problem sei jedoch, ein Herz zu finden.

Gönülden gönüle, yol var dediler. O gün bugün yoldayız. Yol bulmak kolay imiş. Mesele gönül bulabilmek imiş.

Das Leben ist schön. Niemand hat gesagt, es wäre einfach.

Hayat güzeldir. Basit olacağını kimse söylemedi.

Was du behauptest, ist einfach lächerlich.

İddia ettiğin/Söylediğin şey çok saçma.

Manchmal ist das Leben nicht so einfach.

Bazen hayat kolay değil.

Das Leben ist so! Nichts ist einfach und nichts ist unmöglich.

Hayat böyledir işte! Hiçbir şey kolay değil ve hiçbir şey imkansız değil.

Ich wollte einfach nur entspannt Musik hören.

Sadece rahatlamak ve müzik dinlemek istiyordum.

Das ist so einfach.

Bu kadar kolay.

Ich wollte einfach nur Tom sehen.

Sadece Tom'u görmek istedim.

Manchmal ist es ein neues Auto, das dich auf neue Wege führt. Und manchmal muss man einfach nur losgehen.

Bazen yeni yollara götüren yeni bir arabadır. Ve bazen sadece gitmek gerekir.

Katzenerziehung ist ganz einfach. Nach ein paar Tagen tust du, was sie wollen.

Kedilerin eğitimi çok kolaydır. Birkaç gün sonra, sen onların istediğini yaparsın.

Ich liebe dieses Lied ganz einfach.

Bu şarkıyı sadece seviyorum.

Sich zu verlieben ist einfach. Verliebt zu bleiben ist etwas Besonderes.

Aşık olmak kolay, aşık kalmak özeldir.

Ich gehöre zu dir. So einfach ist das.

Ben sana aitim. Bu kadar basit.

Mein Platz ist an deiner Seite. So einfach ist das!

Benim yerim senin yanın. Bu kadar basit!

Ich will einfach nur, dass du weißt, dass ich immer für dich da bin!

Her zaman yanında olduğumu bilmeni istiyorum sadece!

Eines Tages werde ich sagen: „Es war nicht immer einfach, aber ich habe es geschafft.“

Bir gün, kolay değildi ama başardım diyeceğim.

Gib niemals auf! Wenn alles so einfach wäre, würde jeder Erfolg haben.

Asla pes etme! Her şey bu kadar kolay olsaydı, o zaman herkes başarırdı.

Schluss mit „Hoffentlich eines Tages“. Los, tu's einfach!

Boş versene, inşallah bir gün. Yap, gitsin!

Alle sagten, das geht nicht. Dann kam einer, der wusste das nicht und hat es einfach gemacht.

Herkes işe yaramayacağını söyledi. Sonra birisi geldi, bunu bilmiyordu ve yaptı.

Manche Dinge kann man nicht einfach vergessen, um sie ungeschehen zu machen. Wie alte Akten muss man sie nur in die richtige Schublade einsortieren. Das ist alles.

Bazı şeyler hiç olmamış gibi öyle kolayca unutulamaz. Eski dosyalar gibi onları doğru çekmeceye düzenlemek yeterli. Hepsi bu kadar.

Sehnsucht ist die eigene Folter des Herzens, die man nicht steuern und auch nicht einfach abstellen kann.

Özlem yönlendirilemeyen ve öylece kapatılamayan, kalbin kendisine işkencesidir.

Es gibt eine großartige Möglichkeit, den Stress zu reduzieren. Genießt ganz einfach diese gemütliche Zeit!

Stresi azaltmak için mükemmel bir yöntem var. Sadece bu keyifli zamanın tadını çıkartın!

Manchmal ist die Lösung einfacher als wir denken.

Bazen çözümler sandığımızdan da kolay oluyorlar.

Mit einem Vierbeiner ist das Leben einfach viel schöner.

Evinde bir dörtayaklı varsa, hayat çok daha güzel.

Du warst von Anfang an jemand Besonderes für mich. Ich habe mich sofort in deiner Nähe wohlgefühlt, obwohl wir uns kaum kannten. Es hat sich einfach so angefühlt, als würden wir uns schon ewig kennen.

Baştan beri benim için özeldin. Birbirimizi çok az tanımamıza rağmen, senin yakınlığında kendimi iyi hissettim. Öyle ki, sanki birbirimizi çok uzun zamandan beri tanıyormuşuz gibi hissettim.

Manchmal ist die Lösung ganz einfach.

Bazen çözüm oldukça basittir.

Ich wünsche mir Menschlichkeit. Ich wünsche mir Freiheit. Ich wünsche mir Sicherheit. Ich wünsche mir Toleranz. Wünsche ich mir zu viel? Dann wünsche ich mir einfach nur Frieden.

İnsanlık diliyorum. Özgürlük diliyorum. Güvenlik diliyorum. Anlayış diliyorum. Çok mu fazla şeyler diliyorum? O zaman sadece barış diliyorum.

Hab Geduld! Alle Dinge sind schwierig, bevor sie einfach werden.

Sabırlı ol! Kolay olmadan tüm işler zordur.

Ein Land zu regieren ist nicht einfach.

Bir ülkeyi yönetmek kolay değildir.

Das ist zu einfach.

Bu oldukça kolay.

Ich dachte, das wäre einfacher.

Onun daha kolay olacağını düşündüm.

Das wird nicht so einfach sein.

Bu o kadar kolay olmayacak.

Synonyme

all­täg­lich:
günlük
ba­nal:
bayağı
herkesin
be­schei­den:
alçak gönüllü
di­rekt:
direk
doğrudan
durch­aus:
asla
büsbütün
hiçbir suretle
tamamı ile
tamamıyla
ge­wöhn­lich:
sıradan
klein:
küçük
nor­mal:
normal
ru­hig:
rahat
schier:
katkısız
saf
schlicht:
sade
schnö­de:
adi
adice
alçak
alçakça
aşağılık
Stan­dard:
standart
wirk­lich:
gerçek

Antonyme

kom­plex:
karmaşık
kompleks
kom­pli­ziert:
karmaşık
komplike
über­la­den:
fazla doldurmak

Türkische Beispielsätze

  • Yabancı bir dil öğrenmek kolay.

  • Bunun kolay olmayacağını kabul ediyorum.

  • Benim için Türkçede yazı yazmak daha kolay. Türkçe konuşmak oldukça zor.

  • Dil öğrenmek ona kolay gelir.

  • Kazanmak kolay değil.

  • O kolay olmayacak.

  • Fransızca kolay bir dil değildir.

  • Unutmak kolay mı?

  • Bunu anlamak hiç de kolay değil.

  • Sorunu çözmeyi kolay buldum.

  • Soruya cevap vermeyi kolay buldum.

  • Bu kitap kolay okunur.

  • İngilizce konuşmak kolay değildir.

  • Insan/Komşu bu kadar yakın olmasaydı sadaka daha kolay olurdu.

  • Tokyo Merkez İstasyonu'na ulaşmanın en kolay yolu nedir?

  • Esperanto dünyanın en kolay dilidir.

Ein­fach übersetzt in weiteren Sprachen:

Quellen:
  1. [Übersetzungen] Wiktionary-Autoren: einfach. In: Wiktionary – Das freie Wörterbuch, 2023, [online] de.wiktionary.org, CC BY-SA 3.0
  2. [Thesaurus] OpenThesaurus-User: einfach. In: OpenThesaurus – Das freie Wörterbuch für Synonyme, 2023, [online] openthesaurus.de, CC BY-SA 4.0
  3. [Satzbeispiele] User-generated content: Satz Nr. 374385, 391487, 397847, 907381, 1391359, 1566143, 1620560, 1952493, 1952496, 1956603, 2027367, 2438233, 2597657, 2772339, 3435543, 3502384, 3608852, 3672361, 3756066, 3839997, 3846117, 3929039, 4130225, 4300240, 4445793, 4532558, 4707726, 5295713, 5692325, 5714806, 5824768, 5983943, 6153185, 6166802, 6309257, 6400679, 6449073, 6583780, 6619762, 6633537, 6683377, 6686688, 6701523, 6701557, 6710701, 6739296, 6849506, 6851838, 6851894, 6901307, 6966447, 7292213, 7292219, 7664150, 7749701, 7757231, 7787395, 8112522, 8201571, 8318398, 8631304, 9951181, 10682656, 11755504, 4561301, 4786217, 4839608, 3529502, 6287829, 2504130, 2494324, 6620516, 1759580, 1703909, 1462091, 1295283, 640511, 11539099, 11561269 & 11676802. In: tatoeba.org, CC BY 2.0 FR