Was heißt »Schuh« auf Türkisch?

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Meine schwarzen Schuhe müssen an den Absätzen gerichtet werden.

Benim siyah ayakkabılarımın topuk onarımı gerekiyor..

Zieh deine Schuhe aus.

Ayakkabılarını çıkar.

Du musst deine Schuhe nicht ausziehen.

Ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekmiyor.

Diese Schuhe sind ausreichend groß für mich.

Bu ayakkabılar benim için yeterince büyük.

Ich habe einen Stein im Schuh.

Ayakkabıma taş girmiş.

Ich brauche neue Schuhe.

Yeni ayakkabılara ihtiyacım var.

Seine Schuhe sind häufig offen.

Ayakkabıların genellikle çözülür.

Er bückte sich, um sich den Schuh zuzubinden.

Ayakkabısını bağlamak için eğildi.

Dieses Paar Schuhe kostet zweihundert Dollar.

Bu çift ayakkabı iki yüz dolar fiyatındadır.

Ich will jene Schuhe!

Şu ayakkabıyı istiyorum.

Wie gefallen dir die Schuhe? Schön, oder? Ich glaube, ich kaufe sie. Was denkst du?

Ayakkabıyı nasıl buldun? Güzel, değil mi? Galiba satın alacağım. Sen ne düşünüyorsun?

Jeder soll seine Schuhe ausziehen!

Herkes ayakkabılarını çıkarsın!

Wir brauchen mehr Wochenende, mehr Schokolade, mehr Liebe, mehr Schuhe und viel weniger Montage.

Bizlerin daha fazla hafta sonuna, daha fazla çikolataya, daha fazla sevgiye, daha fazla ayakkabıya ve daha az pazartesilere ihtiyacı var.

Ich habe ein neues Paar Schuhe gekauft.

Ben yeni bir çift ayakkabı aldım.

Sinnverwandte Wörter

Stie­fel:

çizme

Untergeordnete Begriffe

Hand­schuh:

eldiven

Haus­schuh:

terlik

Kin­der­schuh:

çocuk ayakkabısı

Lauf­schuh:

yürüyüş ayakkabısı

yürüyüş pabucu (pabucu)

Pan­tof­fel:

terlik

Pumps:

babet

Schlitt­schuh:

buz pateni

Sport­schuh:

spor ayakkabısı

Stie­fel:

çizme

Stö­ckel­schuh:

stiletto ayakkabı