Das Substantiv »Minute« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:
dakika
Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen
Wenn ich nur 5 Minuten deine Stimme höre, bin ich anschließend 23 Stunden und 55 Minuten glücklich.
Sadece 5 dakika sesini duyarsam, sonrasında 23 saat 55 dakika mutluyum.
Ich bewundere ja die Leute, die morgens in dreißig Minuten Kaffee getrunken, geduscht haben und angezogen sind. Ich brauche schon dreißig Minuten, um zu wissen, wer ich bin.
Sabah kalkıp da yarım saat içinde kahvelerini içip, duş alıp giyinenlere hayranım. Benim kalktığımda yarım saate ihtiyacım var, kim olduğumu bilmem için.
Wollen Sie mir ein paar Minuten zuhören?
Beni birkaç dakikalığına dinleyecek misiniz?
Es dauert lediglich 15 Minuten, nicht?
Sadece 15 dakika sürüyor, değil mi?
Er wird in zehn Minuten da sein.
O, on dakika içinde burada olacaktır.
Sie hatte sich in ca. 20 Minuten geschminkt.
Yaklaşık 20 dakikada makyaj yaptı.
Sie erreichte die andere Seite binnen 10 Minuten.
O, 10 dakika içinde diğer tarafa vardı.
Der Zug wird in fünf Minuten abfahren. Ihr solltet euch lieber beeilen.
Tren beş dakika içinde hareket edecek. Acele etseniz daha iyi olur.
Fußball ist ein einfaches Spiel. 22 Männer jagen 90 Minuten einem Ball nach und am Ende gewinnen immer die Deutschen.
Futbol basit bir oyundur.22 Adam bir topun peşinden 90 dakika boyunca koşar ve sonunda hep Almanların kazandığı bir oyundur.
Ich bin in zwei Minuten soweit.
İki dakika içinde hazırım.
Vor fünfzehn Minuten war es 2:30 Uhr .
On beş dakika önce saat 2.30'du.
Nachdem ich einige Minuten lang vergeblich auf eine Antwort gewartet hatte, öffnete ich die Tür und betrat das Haus.
Cevabını birkaç dakika boyunca boşu boşuna bekledikten sonra kapıyı açtım ve eve girdim.
Ich will mich ein paar Minuten hinlegen.
Birkaç dakika uzanmak istiyorum.
Können wir dich eine Minute allein sprechen?
Seninle bir dakika yalnız görüşebilir miyiz?
Eine Minute, mein Telefon klingelt.
Bir dakika, telefonum çalıyor.
In ein paar Minuten werde ich um den See laufen.
Birkaç dakika içinde gölün etrafında koşacağım.
Nur vor ein paar Minuten hat jemand mit Tom gesprochen.
Birisi sadece birkaç dakika önce Tom'la konuşuyordu.
Kann ich 30 Minuten später anrufen? Bist du erreichbar?
Otuz dakika sonra arayabilir miyim ? Müsait misin?
Ich vermisse dich jeden Tag. Ich brauche dich jede Stunde. Ich fühle dich jede Minute. Ich will dich jede Sekunde. Ich liebe dich für immer.
Seni her gün özlüyorum. Sana her saat ihtiyacım var. Seni her dakika hissediyorum. Seni her saniye istiyorum. Seni sonsuza kadar seviyorum.
In drei Minuten Erinnerungen von drei Jahren zu wecken, das schafft nur Musik.
Üç dakikada üç yıla ait anıları uyandırmak, bu sadece müziğin yapabileceğidir.
Tom ist vor zehn Minuten angekommen, aber ich habe ihn noch nicht gesehen.
Tom on dakika önce geldi ama henüz onu görmedim.
Tom wurde nach fünfzehn Minuten langweilig.
Tom on beş dakika sonra sıkıldı.
Ich werde noch dreißig Minuten warten.
Otuz dakika daha bekleyeceğim.
Der Bus wird in drei Minuten abfahren.
Otobüs üç dakika içinde hareket edecek.
Türkische Beispielsätze
Bir dakika öteye bak! Ben çabucak elbiselerimi değiştireceğim.