Das Substantiv »Kaffee« (veraltet: Kaffe & Kaffeh) lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:
kahve
kahvaltı
Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen
Du hast deinen Kaffee verschüttet.
Kahveni döktün.
Ich mag lieber Kaffee als Schwarztee.
Kahveyi çaydan daha çok seviyorum.
Ich hasse Kaffee.
Kahveden nefret ederim.
Ich trinke keinen Kaffee.
Kahve içmem.
Der Kaffee ist kalt.
Kahve soğuk.
Zwei große Tassen Kaffee, bitte.
İki büyük kahve, lütfen.
Bitte gib mir eine Tasse Kaffee.
Lütfen bana bir fincan kahve ver.
Ich hätte gerne Tee statt Kaffee.
Kahve yerine çay içmek istiyorum.
Trink nicht so viel Kaffee, das kann dir schaden!
Çok fazla kahve içme, sana zarar verebilir.
Meine Tante zeigte mir, wie man guten Kaffee macht.
Teyzem bana iyi kahvenin nasıl yapılacağını gösterdi.
Starker Kaffee hat sie die ganze Nacht wach gehalten.
Koyu kahve onu bütün gece uyanık tuttu.
Ich dachte, wir hätten keinen Kaffee mehr.
Düşündüm de ,daha fazla kahvemiz kalmadı.
Tee und Kaffee helfen dabei, in den Tag zu starten.
Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
Er trinkt jetzt Kaffee.
O şimdi kahve içiyor.
Ich gebe keinen Zucker in meinen Kaffee.
Kahveme şeker atmam.
Tom trinkt Kaffee.
Tom, kahve içiyor.
Tom, kahve içer.
Bring mir eine Tasse Kaffee.
Bana bir fincan kahve getir.
Tom bot Maria eine Tasse Kaffee an.
Tom Mary'ye bir fincan kahve önerdi.
Tom Mary'ye bir fincan kahve teklif etti.
Tom Mary'ye bir fincan kahve sundu.
Eine Tasse Kaffee verpflichtet einen zu vierzig Jahren Freundschaft.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.
Aus Versehen salzte sie Ihren Kaffee.
Yanlışlıkla kahvesine tuz koydu.
Kommt herein, ich möchte euch auf einen Kaffee einladen.
İçeri gelin, size kahve ikram edeyim.
Ich trinke nie Kaffee.
Asla kahve içmem.
Tom bot mir eine Tasse Kaffee an.
Tom bana bir fincan kahve önerdi.
Wie trinkst du den Kaffee?
Kahveyi nasıl içiyorsun?
Herr Yusuf, trinken Sie einen Kaffee?
Yusuf Bey, kahve içer misiniz?
Sie trinkt Kaffee.
Kahve içer.
O, kahve içer.
Ich trinke Kaffee anstelle von Milch.
Süt yerine kahve içerim.
Bitte schön! Einen Kaffee für alle!
Buyurun! Hepiniz için bir kahve!
Ein guter Morgen fängt mit Kaffee an.
Güzel sabahlar bir kahve ile başlar.
Möge euer Kaffee heute stark und euer Montag kurz sein.
Bugün kahveniz sert ve pazartesiniz kısa olsun.
Lass deiner Seele freien Lauf und trink Kaffee!
Ruhunu özgür bırak ve kahve iç!
Ich möchte wirklich eine Tasse Kaffee.
Gerçekten bir fincan kahve istiyorum.
Ich möchte immer noch mit dir Kaffee trinken.
Hâlâ seninle kahve içmek istiyorum.
Ich bin wirklich nicht süchtig. Jeder Mensch trinkt täglich drei Liter Kaffee.
Ben gerçekten bağımlı değilim. Her insan günde üç litre kahve içer.
Ich mag keine teuren Geschenke. Ein kuschligwarmer Kaffee und ein Freund, der mich versteht, reichen mir.
Ben pahalı hediyeleri sevmem. Sıcacık bir kahve ve beni anlayan bir dost yeter bana.
Lass bitte noch etwas Kaffee in der Kanne!
Cezvede lütfen biraz kahve bırak!
Ich mag Kaffee so stark wie möglich.
Mümkün olduğu kadar kuvvetli kahve seviyorum.
Ich bewundere ja die Leute, die morgens in dreißig Minuten Kaffee getrunken, geduscht haben und angezogen sind. Ich brauche schon dreißig Minuten, um zu wissen, wer ich bin.
Sabah kalkıp da yarım saat içinde kahvelerini içip, duş alıp giyinenlere hayranım. Benim kalktığımda yarım saate ihtiyacım var, kim olduğumu bilmem için.
Ich habe gerade Zeit für Kaffee. Möchtet Ihr auch einen?
Şu anda kahve için zamanım var. Bir kahve de siz ister misiniz?
Was ich mir jetzt wünsche, ist eine Tasse heißen Kaffee. Mit dir!
Şimdi istediğim şey bir fincan sıcak kahve. Seninle!
Kann ich eine Tasse Kaffee nehmen?
Bir bardak kahve alabilir miyim?
Immer diese Entscheidungen. Ich habe mich erstmal für ganz viel Kaffee entschieden.
Sürekli bu kararsızlıklar. Şimdilik çok çok kahveye karar verdim.
Ich habe gerade alles, was ich brauche: Couch, Kaffee, Facebook und Ruhe! Das Leben kann so schön sein!
İhtiyacım olan her şeye sahibim: bir koltuk,kahve,facebook ve huzur! Hayat çok güzel olabilir!