Was heißt »voll­stän­dig« auf Türkisch?

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Dieses Problem ist vollständig gelöst.

Bu problem tamamen çözüldü.

Meine Stimmung hängt vollständig vom Wetter ab.

Ruh halim tamamen hava durumuna bağlı.

Meine Laune hängt vollständig vom Wetter ab.

Keyfim tamamen hava durumuna bağlı.

Synonyme

ab­so­lut:

mutlak

salt

gänz­lich:

büsbütün

tümüyle

ge­samt:

tüm

herz­lich:

candan

yürekten

kom­plett:

komple

rich­tig:

doğru

völ­lig:

büsbütün

voll:

dolu

voll­kom­men:

hepten

kusursuz

Türkische Beispielsätze

• Tom, Maria' nın ona yazmış olduğu bütün aşk mektuplarını özenle sakladı.

• Tom, Maria' nın ona yazmış olduğu bütün aşk mektuplarını hatıra olarak sakladı.

• Sen tam bir manyaksın.

• Tom bütün gece evdeydi.

• Tom bana tam tersini söylemişti.

• Önce gönlünü kocaman açmalısın ki; sonra bütün dünyayı içine alabilesin.

• Gerçekten bütün istediğim yalnız bırakılmak.

• Şimdi bütün gerçekleri biliyorsun.

• Bu, bütün gün sürer.

• Bu gece burada olmamı tamamen sana borçluyum.

• Şehir yaşamı kır yaşamından tamamen farkldır.

• Şehirde yaşamak şehir dışında yaşamaktan tamamen farklı bir şeydir.

• Bu tam aradığım şey.

• Üzerinden tam bir sene geçti.

• Onun tamamen doğru olduğunu sanmıyorum.

• Bu Buda heykeli tam olarak tarihlenemez.

• Karl Marx "Dünyanın bütün işçileri, birleşin!" dedi.

• Bu benim için tamamen yeni bir deneyim.

• Sonbaharda dağ tamamen kızıla dönüyor.

• Küçük bir mola için tam zamanı.