Was heißt »sofort« auf Türkisch?
Das Temporaladverb »sofort« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:
- derhal
- hemen
Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen
Erledigen wir das sofort.
Onu derhal tamamlayalım - yerine getirelim
Wir müssen sofort handeln.
Bir an önce harekete geçmeliyiz.
Acilen bir şeyler yapmalıyız.
Hemen bir şeyler yapmalıyız.
An deiner Stelle ginge ich sofort nach Hause.
Yerinde olsam derhal eve giderim.
Sie brauchen das nicht sofort zu machen.
Bunu hemen yapmanız gerekmiyor.
Vergiss das sofort!
Onu derhal unut.
Dies muss sofort gestoppt werden.
Bu derhal durdurulmalı.
Sie stiegen alle sofort ins Taxi.
Hepsi derhal taksiye bindi.
Tom braucht das Geld sofort.
Tom'un hemen paraya ihtiyacı var.
Sag mir sofort, wer das war und was er hier gesucht hat!
Bana hemen kim olduğunu ve burada ne aradığını söyle!
Wenn ich nach Hause gegangen bin, lege ich mich sofort hin.
Eve gidince hemen yatayım.
Wenn ich nach Hause gekommen bin, lege ich mich sofort hin.
Eve gelince hemen yatayım.
Der Bus blieb sofort stehen.
Aniden otobüs durdu.
Ich fing sofort an zu weinen.
Hemen ağlamaya başladım.
Du gehst sofort runter von dem Platz!
Hemen iniyorsun o koltuktan!
Du warst von Anfang an jemand Besonderes für mich. Ich habe mich sofort in deiner Nähe wohlgefühlt, obwohl wir uns kaum kannten. Es hat sich einfach so angefühlt, als würden wir uns schon ewig kennen.
Baştan beri benim için özeldin. Birbirimizi çok az tanımamıza rağmen, senin yakınlığında kendimi iyi hissettim. Öyle ki, sanki birbirimizi çok uzun zamandan beri tanıyormuşuz gibi hissettim.
Ich suche Freunde, die sofort entwerfen können.
Hemen tasarım yapabilecek arkadaşları arıyorum.
Sie müssen sofort einen Arzt rufen!
Derhal bir doktor çağırmalısınız!
Synonyme
Sinnverwandte Wörter
- heute:
- bugün
- momentan:
- şu anki
Türkische Beispielsätze
Cüzdanda paran varsa sahte dostlar hemen yığılırlar.
Bekle beni, hemen döneceğim.
Tom hemen hemen ölüdür.
Çok yorgunum ama azıcık uzansam hemen uyuyabilirim.
Tom artık benimle hemen hemen hiç konuşmuyor.
Yolun hemen aşağısında, sevdiğim bir kahvehane var.
Söyle ona, derhal istifasını versin!
Evimin hemen önünde bir otobüs durağı var.
Bu şeylere de hemen bir açıklık getirdik.
Onu hemen tanıdım
O ve ben birbirimizi anlamak zorundayız ve bu derhal olmalı.
Kız hemen hemen ölen anneme benziyor.
Lütfen para üstünü hemen sayınız. Daha sonra şikayet etmenin faydası olmaz.
Ona derhal ihtiyacım var.
Ona hemen ihtiyacım var.
Belediye binası hemen köşede.