Was heißt »Glaube« auf Türkisch?

Das Substantiv »Glaube« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

"Ich lehne es ab, zu beweisen, dass ich existiere," sagt Gott, "denn ein Beweis macht den Glauben überflüssig, und ohne den Glauben bin ich nichts.: "Var olduğumu kanıtlamayı reddediyorum," dedi Tanrı, "çünkü kanıt inancı gereksiz kılar, ve inanç yoksa ben bir hiçim."
Glaube ist besser als Bargeld.: İnanç paradan iyidir.
Glauben Sie Tom?: Tom'a inanıyor musunuz?
Glauben Sie an Schutzengel?: Koruyucu meleklere inanıyor musunuz?
Glaube an dich selbst!: Kendine inan!
Glaube an das, was noch nicht ist, damit es werden kann.: Henüz olmamış olana inan ki, gerçekleşebilsin.
Der blinde Glaube an die Obrigkeit ist der größte Feind der Wahrheit.: Hükmedene kör olan inanç, gerçeklerin en büyük düṣmanıdır.
Glauben Sie, Sie sind allein auf der Welt?: Dünyada yalnız olduğunuza inanıyor musunuz?
Glaube nicht alles, was du über Maria hörst.: Mary hakkında duyduğun her şeye inanma.
Glauben Sie, ich sei blind?: Kör olduğumu mu düşünüyorsunuz?

Çocuklar ırk ve din bilmezler. İnsan ayrımı yapmazlar. Ölçütleri sadece sevgidir. Nefreti büyüklerden öğrenirler.
Biz hepimiz önceden ınsandık, ırkcılık bizi birbirimizden ayırmadan, din yarmadan, politika bölmeden ve maddi varlık bizi sınıflamadan.
Bilim bir din değildir.
İnsanlar tanrılara inanmayı bırakırsa din mitoloji hâline gelir.
Dedektifler, avukatlar, yargıçlar, yazarlar, bilim adamları, filozoflar, din adamları ve diğerleri: Pek çok insan dünyada gerçeği bulmanın çok zor olduğu gerçeğiyle yaşıyor.