Was heißt »über« auf Türkisch?

Die Präposition »über« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:

  • üzerinde

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Du hast den ganzen Morgen über dieses Problem nachgedacht. Mach eine Pause, geh mittagessen.

Bütün sabah bu problem hakkında düşündün .Bir mola ver; öğle yemeğine git.

Wenn Sie nicht über dieses Programm verfügen, können Sie es jetzt herunterladen.

Eğer bu program yoksa, şimdi indirebilirsiniz.

Alles, was man über das Leben wissen muss, habe ich von einem Schneemann gelernt.

Ben hayatımda öğrenmem gereken her şeyi bir kardan adamdan öğrendim.

Ich bin besorgt über das Ergebnis.

Sonuçtan endişe ediyorum.

Ein Flugzeug fliegt über der Stadt.

Şehrin üzerinde bir uçak uçuyor.

Er hat ein Buch über China geschrieben.

O Çin hakkında bir kitap yazdı.

O Çin üzerine bir kitap yazdı.

O Çin ile ilgili bir kitap yazdı.

O Çin ile ilgili bir kitap kaleme aldı.

Er hat sich weiter über mich lustig gemacht.

Benimle dalga geçmeye devam etti.

Er nahm zurück, was er über sie gesagt hatte.

Onun hakkında söylediklerini geri aldı.

Unser Flugzeug flog über den Wolken.

Uçağımız bulutların üstünden uçtu.

Er ist über vierzig.

Kırk yaşın üzerindedir.

Die Vereinigten Staaten verfügen über reichhaltige Bodenschätze.

Birleşik devletler zengin yer altı kaynaklarına sahip.

"Was?", fragte Pharamp. "Nichts", log Sysko, "wir haben gerade über die Auswirkungen des Konfuzianismus auf den modernen Chinesischen Sozialismus gesprochen.".

"Ne?" diye sordu Pharamp. "Bir şey yok" dedi Sysko "Konfüçyüsçülüğün modern Çin sosyalizmi üzerindeki etkileri hakkında konuşuyorduk."

Er hat seine Frau über das Internet kennengelernt.

Karısıyla İnternet üzerinden tanıştı.

Sie lügt über ihr Alter.

O, yaşı hakkında yalan söylüyor.

Wir sprachen über viele Dinge.

Birçok şeyden bahsettik.

Das Gesicht einer Person sagt viel über ihren Charakter aus.

Bir kimsenin yüzü karakteri hakkında çok şey söyler.

Sprecht ihr über die Arbeit?

İş hakkında mı konuşuyorsunuz?

Der alte Mann ist über neunzig.

Yaşlı adam doksanın üzerindedir.

Er wollte auch mehr über die Bäume erfahren.

O da ağaçlar hakkında daha çok şey öğrenmek istedi.

Ich würde gerne über detailliertere Informationen verfügen.

Memnuniyetle detaylı bilgi almak isterim.

Weißt du etwas über Tom?

Tom hakkında bir şey biliyor musun?

Wissen Sie etwas über Tom?

Tom hakkında bir şey biliyor musunuz?

Jemand hat falsche Informationen über mich verbreitet.

Biri benim hakkımda yanlış bilgiler yaydı.

Ich verfüge nur über geringe Deutschkenntnisse.

Almanca bilgim çok az.

Almanca bilgim çok yetersiz.

Dieses Buch gibt einen guten Überblick über die Wirtschaft.

Bu kitap ekonomi üzerine güzel bir genel bakış sağlıyor.

Lasst uns über dieses Problem reden.

Sorunu tartışalım.

Sprechen die jungen Franzosen auch über Politik?

Genç Fransızlar politika üzerine konuşur mu?

Was denkst du über diese Gedichte?

Bu şiirler hakkında ne düşünüyorsun?

Sie sagt immer nette Sachen über ihn, besonders wenn er in der Nähe ist.

O onun hakkında her zaman güzel şeyler söyler, özellikle o etrafta olduğunda.

Sie fuhr damit fort, Geschichten über Tiere zu schreiben.

O, hayvanlar hakkında hikayeler yazmaya devam etti.

Du verfügst nicht über genug Erfahrung.

Yeterince deneyim sahibi değilsin.

Yeterli deneyimin yok.

Ich möchte über E-Mail mit dir plaudern.

Sizinle e-posta ile sohbet etmek istiyorum.

Ich verfüge über viel Geld.

Çok param var.

Tom konnte nicht verstehen, warum Mary über ihn lachte.

Tom Mary'nin ona niçin güldüğünü anlayamadı.

Tom und seine Frau müssen beide arbeiten, um über die Runden zu kommen.

Tom ve karısı kıt kanaat geçinmek için her ikisi çalışmak zorunda.

Der alte Mann ging vorsichtig über die Straße.

Yaşlı adam yolu dikkatlice yürüyerek geçti.

Bitte denke über das Problem nach!

Lütfen sorun hakkında düşün.

Der Leiter unserer Gruppe setzte sich mit den anderen Leitern zusammen und sprach über das Problem.

Bizim grubun lideri diğer liderlerle birlikte oturdu ve problem üzerine konuştu.

Dieser Baum ist über 1500 Jahre alt.

Bu ağaç 1500 yaşından fazla.

Wir brauchen zuerst einmal eine Vereinbarung über Ziele. Danach können wir darüber reden, was alles kosten wird und wie wir es bezahlen können.

Öncelikle amaçlarla ilgili bir anlaşmaya varmamız gerekiyor. Sonrasında her şeyin ne kadar tutacağını ve nasıl ödeyebileceğimizi konuşabiliriz.

Warum lachst du über diesen dummen Witz?

Neden bu aptal şakaya gülüyorsun?

Wir verfügen über keinen Beweis.

Hiç kanıtımız yok.

Weißt du, was der eigentliche Grund war, weshalb ich mich über dich geärgert habe?

Asıl sana kızdığım nokta ne idi biliyor musun?

Meine Physiklehrerin hat sich über mich lustig gemacht.

Fizik öğretmenim benimle alay etmişti.

Obwohl Tom bereits über vierzig ist, wohnt er noch immer bei seinen Eltern.

Tom 40'lı yaşlarda olmasına rağmen halen anne ve babasıyla yaşıyor.

Tom spricht nie über seine Verflossenen.

Tom geçmişinden hiç bahsetmiyor.

Die Armee hat die Kontrolle über den internationalen Flughafen verloren.

Ordu, uluslararası havaalanı üzerindeki kontrolünü kaybetti.

Maria hat ein Buch über Eichhörnchen geschrieben.

Mary sincaplar hakkında bir kitap yazdı.

Ich möchte ein Buch über Zypern schreiben.

Kıbrıs ile ilgili bir kitap yazmak istiyorum.

Es gibt da etwas, was du über Maria nicht weißt, und wenn du's erfährst, wirst du staunen.

Mary hakkında bilmediğin bir şey var ve öğrenince şaşıracaksın.

Ihr wisst alles über mich.

Benim hakkımda her şeyi biliyorsunuz.

Es wäre besser, wenn wir nicht über Tom sprächen.

Tom’dan bahsetmesek daha iyi.

Die Leute aus Dagestan waren verblüfft über ein kirgisches Mädchen, das in Moskau mit eigenen Händen ein Wunder vollbrachte.

Dağıstanlılar, Moskova'da kendi elleriyle bir mucize yaratan Kırgız bir kız yüzünden şaşırıp kaldılar.

Tom wollte über dieses Problem nicht mehr nachdenken.

Tom artık o sorun hakkında düşünmek istemiyordu.

Tom beklagt sich kaum jemals über etwas.

Tom neredeyse hiçbir şey hakkında şikayet etmezdi.

Vor dem Sturz hatte er über Schwindel geklagt.

Düşmeden önce de başının döndüğünü söylemişti.

Es gibt da etwas über uns, was du nicht weißt.

Bizim hakkımızda bilmediğin bir şey var.

Allmählich wunderte sie sich über die hiesigen Verhaltensweisen.

Buradaki davranışları tuhaflaşmaya başladı.

Ich möchte, dass du mir die Wahrheit über den Unfall erzählst.

Kaza hakkındaki gerçeği anlatmanı istiyorum.

Sprechen wir zuerst einmal über dich.

Senin hakkında konuşalım önce.

Ich weiß nichts über Boston.

Boston hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

Tom hat mir gestern über dreißig Nachrichten geschrieben.

Tom dün bana otuzdan fazla mesaj yazdı.

Wer über mich vorsätzlich eine Lüge ersinnt, dem verzeihe ich nie!

Kim benim hakkımda bir yalan uydurursa, onu asla affetmem.

Weißt du etwas über sie?

Onun hakkında bir şey biliyor musun?

Hast du irgendetwas über ihre Vergangenheit gehört?

Onun geçmişi hakkında herhangi bir şey duydun mu?

Ich war über seine Unhöflichkeit verwundert.

Kabalığına şaştım.

Was weißt du über das, was passiert ist?

Ne olduğu hakkında ne biliyorsun?

Heute habe ich es endlich über mich gebracht, ihr zu sagen, dass ich sie liebe.

Bugün nihayet ona seni seviyorum deme cesaretini buldum.

Freut sie sich über die Party?

Partiden memnun mu?

Früher verfügte ich über mangelhafte Sprachkenntnisse. Mit Esperanto wurde es schnell besser.

Öncesinde sahip olduğum dil bilgisi yetersizdi. Esperanto ile hızla daha iyi oldu.

Weise ist, wer über alles staunt.

Beyaz üstündeki her şeyi gösterir.

Tom sprach mit mir über seine Pläne.

Tom planları hakkında benimle konuştu.

Ich weiß, warum sich der Radioverkäufer über mich geärgert hat.

Radyo satıcısının bana neden kızdığını biliyorum.

Tom weiß alles über Autos.

Tom arabalar hakkında her şeyi biliyor.

Je länger du über deine Arbeit redest, desto weniger Zeit bleibt dir, sie zu verrichten.

İşiniz hakkında ne kadar çok konuşursanız, onu yapmak için o kadar az zamanınız olur.

Wir reden viel über jenes Thema.

O konuda çok konuşuyoruz.

Was weißt du über Amerika?

Amerika hakkında ne biliyorsun?

Manchmal bin ich so gutmütig, da würde ich mich selbst am liebsten über den Tisch ziehen.

Bazen o kadar iyi niyetli oluyorumki, benim bile kendime kazık atasım geliyor.

Wir haben über alles geredet.

Her şey hakkında konuştuk.

Was weißt du über Toms Familie?

Tom'un ailesi hakkında ne biliyorsun?

Komm Schicksal, setz dich zu mir und lass uns über mein Leben plaudern, denn ich hätte da noch einige Ideen!

Kader, gel bir yanıma otur da hayatımla ilgili biraz sohbet edelim seninle, benim çünkü birkaç fikrim var daha!

Der Vogel fliegt über das Haus.

Kuş evin üstünde uçuyor.

Der Pessimist klagt über den Wind, der Optimist hofft, dass der Wind sich dreht und der Realist hisst die Segel.

Karamsar rüzgardan dolayı şikayet eder, iyimser rüzgarın dönmesini ümit eder, gerçekçi ise yelkenlerini fora eder.

Denk noch einmal über den Punkt nach.

O konuyu tekrar düşün.

Ich will nicht über ihn sprechen.

Onun hakkında konuşmak istemiyorum.

Als ich über die schweren Auswirkungen von Alkohol gelesen hatte, habe ich beschlossen, nichts mehr zu lesen.

Alkolin kötü yan etkilerini okuduktan sonra, okumaya son vermeye karar verdim.

Er sah ihn über die Brille hinweg an.

Gözlüğünün üzerinden ona baktı.

Segne Gott die Amerikaner, die wir am heutigen Morgen verloren. Spende Er ihren Familien Trost. Wache Gott weiterhin über dieses Land, das wir lieben.

Allah bu sabah kaybettiğimiz Amerikalıları kutsasın. Ailelerini yatıştırsın. Allah bu sevdalısı olduğumuz ülkeye gözkulak olsun. Amin.

Bitte urteile nicht über mich!

Lütfen beni yargılama.

Glaube nicht alles, was du über Maria hörst.

Mary hakkında duyduğun her şeye inanma.

Was kannst du mir über Tom sagen?

Bana Tom hakkında ne söyleyebilirsin?

Hat Tom mit dir über mich gesprochen?

Tom seninle benim hakkımda konuştu mu?

Hat Tom mit Ihnen über mich gesprochen?

Tom sizinle, benim hakkımda konuştu mu?

Sie spricht mit mir über nichts mehr.

O artık benimle hiçbir şey hakkında konuşmuyor.

Sag mir alles, was du über ihn weißt!

Bana onun hakkında bildiğin her şeyi anlat.

Sie sprach über ihre Familie.

O, ailesi hakkında konuştu.

Tom lachte über Marias Akzent.

Tom, Mary'nin aksanına güldü.

Ich will nicht über Tom sprechen.

Tom hakkında konuşmak istemiyorum.

Tom spricht gerne über Schmetterlinge.

Tom, kelebekler hakkında konuşmayı sever.

Natürlich kann man sich über jeden und alles aufregen, aber dann hat man eben immer schlechte Laune.

Elbette ki herkese ve her şeye sinirlenebiliriz. Ama işte o zaman insanın morali hepten bozuk olur.

Synonyme

gut:
iyi
hoch:
yüksek
mit:
ile
ober:
üst
üb­rig:
kalan

Antonyme

un­ter:
alt
taht

Türkische Beispielsätze

  • Bunun üzerinde çalışmalıyız!

  • Yollar üzerinde gidildikçe meydana gelir.

  • İlginç bir şey üzerinde mi çalışıyorsun?

  • Bir oğlan ve bir kız çitin üzerinde oturuyor.

  • Dünya üzerinde her saniyede dört çocuk doğuyor.

  • "Anne, mandallar nerede?" "Masanın üzerinde."

  • Namaz, seccadelerin üzerinde kılınır.

  • Bir konu üzerinde uzun süre odaklanamıyorum.

  • Onun üzerinde adım var.

  • Üç binin üzerinde insan konsere katıldı.

  • Masanın üzerinde vazo var.

  • Bilim adamları deneyleri üzerinde çalıştı.

  • Kedi masanın üzerinde uyuyor.

  • Bu şapka üzerinde iyi durdu.

Über übersetzt in weiteren Sprachen:

Quellen:
  1. [Übersetzungen] Wiktionary-Autoren: über. In: Wiktionary – Das freie Wörterbuch, 2023, [online] de.wiktionary.org, CC BY-SA 3.0
  2. [Synonyme] OpenThesaurus-User: über. In: OpenThesaurus – Das freie Wörterbuch für Synonyme, 2023, [online] openthesaurus.de, CC BY-SA 4.0
  3. [Beispielübersetzungen] User-generated content: Satz Nr. 1000, 1010, 1028, 340787, 360624, 396967, 404741, 601356, 611591, 644157, 667404, 762689, 772837, 826059, 846828, 949688, 975134, 1003828, 1006528, 1080200, 1147284, 1147291, 1194404, 1526645, 1578011, 1637048, 1644140, 1735251, 1800017, 1808839, 1815818, 2050243, 2144789, 2238533, 2299658, 2336139, 2384660, 2398647, 2517257, 2770459, 2784838, 2796347, 3057408, 3096930, 3331742, 3342436, 3465796, 3541701, 3586774, 3699220, 3702880, 3705747, 3759562, 3854542, 3890143, 4038628, 4040838, 4051038, 4058429, 4103469, 4142935, 4200834, 4302797, 4401857, 4409129, 4431122, 4471175, 4610339, 4874990, 4908446, 4910967, 5318797, 5392613, 5663971, 5763634, 5962798, 6098144, 6333577, 6442274, 6641556, 6669288, 6776884, 6842961, 6867497, 6877501, 6966417, 6966816, 6982484, 7022724, 7024110, 7027295, 7147755, 7147761, 7188877, 7255095, 7434704, 7452394, 7678334, 7700287, 7779294, 7042199, 6097895, 5616750, 5307596, 4562262, 4417911, 4411870, 3145106, 2085008, 1994993, 1846131, 1811219, 1441007 & 780735. In: tatoeba.org, CC BY 2.0 FR