Was heißt »ver­die­nen« auf Türkisch?

Das Verb »ver­die­nen« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:

  • kazanmak

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Frauen verdienen weniger als Männer.

Kadınlar erkeklerden daha az kazanır.

Fußballspieler verdienen viel Geld.

Futbolcular çok para kazanır.

Das hast du verdient.

Onu hak ediyorsun.

Sie wollten Geld verdienen.

Onlar para kazanmak istiyorlardı.

Er lernt Französisch, um mehr Geld zu verdienen.

O daha fazla para kazanmak için Fransızca öğreniyor.

Ich muss Geld verdienen, um mir einen PC kaufen zu können.

Kendime bir bilgisayar satın alabilmem için para kazanmam gerekiyor.

Diese scharfsichtige Analyse der wirtschaftlichen Entwicklung verdient eine ernsthafte Beachtung.

Ekonomik gelişmelerin bu uzak görüşlü analizi ciddi bir değerlendirmeyi hak ediyor.

Ihr Handeln verdient Respekt.

Davranışı saygıyı hak ediyor.

Davranışınız saygıyı hak ediyor.

Seine Handeln verdient Respekt.

Davranışları saygıyı hak ediyor.

Sie verdienen weniger.

Onlar az kazanıyorlar.

Tom verdient es aufzusteigen.

Tom terfi etmeyi hak ediyor.

Um Geld zu verdienen, arbeitete er viel.

O para kazanmak için çok çalıştı.

Ich möchte mehr Geld verdienen.

Daha çok para kazanmak istiyorum.

Es ist nicht sein Ziel, Geld zu verdienen.

Onun amacı para kazanmak değil.

Demokratie ist ein Verfahren, das garantiert, dass wir nicht besser regiert werden, als wir es verdienen.

Demokrasi, bizim layık olduğumuzdan daha iyi yönetilmeyeceğimizi garanti eden bir yöntemdir.

Ich wünschte, ich wüsste, wie ich mehr Geld verdienen könnte.

Keşke nasıl daha fazla para kazanabileceğimi bilseydim.

Womit habe ich eine solche Behandlung verdient?

Ne tür bir tedavi görebilirim?

Wir konsumieren und sie verdienen dran.

Biz tüketiyoruz, onlar kazanıyor.

Glaubst du nicht, dass ich eine Entschuldigung verdiene?

Bir özrü hak ettiğimi düşünmüyor musun?

Ich habe gehört, dass du gut verdienst.

İyi para kazandığını duydum.

Tom verdient seine Freiheit.

Tom özgürlüğünü hak ediyor.

Du wirst es wohl verdient haben.

Hak etmişsindir.

Er verdient mehr als ich.

Benden daha fazla kazanıyor.

Ich habe gehört, dass du scheinbar gutes Geld verdienst.

İyi para kazanıyormuşsun diye duydum.

Lerne dir keine Gedanken zu machen, denn das Leben ist nicht lang genug, um Menschen zu bemitleiden, die dich nicht verdient haben.

Boşvermeyi bilmelisin, çünkü hayat, seni hak etmeyen insanlara üzüleceğin kadar uzun değil.

Das Paradies verdient, wer seine Liebsten zum Lächeln bringen kann.

Sevdiklerini güldürebilen cenneti hak eder.

Immer mehr Frauen verdienen mehr als ihre Männer.

Giderek daha fazla kadın kocalarından daha fazla kazanıyor.

Türkische Beispielsätze

  • Seni kaybetmeyi başaranı, asla kazanmak için uğraşmayacaksın.

  • O,koşu yarışını kazanmak istiyor.

  • Hayatta kazanmak istiyorsan o zaman kalbini dinle!

  • Gerçekten kazanmak istiyor musun?

Verdienen übersetzt in weiteren Sprachen:

Quellen:
  1. [Übersetzungen] Wiktionary-Autoren: verdienen. In: Wiktionary – Das freie Wörterbuch, 2023, [online] de.wiktionary.org, CC BY-SA 3.0
  2. [Beispielübersetzungen] User-generated content: Satz Nr. 553004, 899812, 902860, 1040908, 1204054, 1221088, 1222495, 1231318, 1231323, 1447840, 1713925, 1864996, 1976895, 2226331, 2349112, 3208392, 3659297, 3670423, 3929059, 5950654, 5962756, 6581523, 6792239, 6875359, 7044562, 7759904, 10166109, 6851847, 6776898, 6619758 & 3191182. In: tatoeba.org, CC BY 2.0 FR