Was heißt »schwierig« auf Türkisch?
Das Adjektiv »schwierig« (veraltet: schwürig) lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:
- zor
Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen
Es ist schwieriger, als du glaubst.
Zannettiğinden daha zor.
Es war zu schwierig für mich.
Bu benim için fazla zordu.
O benim için çok zordu.
Dieses Problem zu lösen ist schwierig.
Problemi çözmek zor.
Das Problem ist zu schwierig zu lösen.
Sorun çözülemeyecek kadar zor.
Für mich war das Problem zu schwierig zu lösen.
Problem benim çözemeyeceğim kadar çok zor.
Das ist schwierig.
Bu zor.
Manchmal ist das Korrigieren schwieriger als das Schreiben.
Bazen düzeltmek yazmaktan zordur.
Es ist nicht so schwierig, wie du denkst.
Düşündüğün kadar zor değil.
Tom begriff, dass es schwierig war, das Gespräch fortzuführen.
Tom konuşmaya devam etmenin zor olduğunu fark etti.
Englisch ist schwierig, nicht wahr?
İngilizce zordur, değil mi?
Das ist sehr schwierig.
O çok zor.
Diese Frage ist schwierig zu beantworten.
O cevaplaması zor bir soru.
Es war ein schwierig zu lösendes Problem.
Çözmesi zor bir problemdi.
Das wird nicht allzu schwierig sein.
Çok zor olmayacak.
Dieses Problem ist nicht so schwierig, dass man es nicht mit gesundem Menschenverstand lösen könnte.
Bu problem sağlıklı bir insan beyniyle çözülemeyecek kadar zor değil.
Eine Lösung des Problems war schwieriger, als wir angenommen hatten.
Sorunun çözümü beklediğimizden daha zordu.
Diese Aufgabe ist für dich zu schwierig.
Bu sorun senin çözmen için çok zor.
Das ist ein Wort, das schwierig zu übersetzen ist.
Bu çevirmesi zor bir kelime.
Der erste Schritt ist sehr schwierig.
İlk adım çok zordur.
Ich kann nachvollziehen, wie schwierig diese Situation für dich ist.
Bu durumun, senin için ne kadar zor olduğunu anlayabiliyorum.
Japanisch ist schwieriger als Englisch.
Japonca, İngilizceden daha zordur.
Dieses Land ist schwierig zu regieren.
Bu ülkeyi yönetmek zor.
Eine bittere Wahrheit: Für Menschen mit einem empfindlichen und guten Herz, ist die Welt ein schwieriger Ort.
Acı bir gerçek: Dünya hassas ve iyi kalpli insanlara göre, zor bir yerdir.
Eine bittere Wahrheit: Für Menschen mit einem empfindlichen und guten Herz ist die Welt ein schwieriger Ort.
Acı bir gerçek: Dünya hassas ve iyi kalpli insanlara göre zor bir yerdir.
Acı bir gerçek ama "Dünya hassas kalpler için cehennemdir."
Das zu machen wird schwierig.
Yapmak zor olacak.
Hab Geduld! Alle Dinge sind schwierig, bevor sie einfach werden.
Sabırlı ol! Kolay olmadan tüm işler zordur.
Synonyme
- problematisch:
- sorunlu
Türkische Beispielsätze
Yalnız kalmak en zor şey, yalnız kalabilmek ise en güzel şey.
Aşık olmak dünyanın en güzel şeyidir, aşk zor iştir.
Dayanması zor.
Dedektifler, avukatlar, yargıçlar, yazarlar, bilim adamları, filozoflar, din adamları ve diğerleri: Pek çok insan dünyada gerçeği bulmanın çok zor olduğu gerçeğiyle yaşıyor.
Sen yanımda olmadığında, adeta bir tandem bisikletini tek başıma kullanıyormuşum gibi oluyor. Her şey az daha zor, daha çok gücümü tüketiyor ve daha ağır yolumu alabiliyorum.
Güzel yüzler her yerde. Güzel akılları bulması zor.
Şimdi onun ne planladığını söylemesi zor.
Yalnızca güçlü insanların zor yolları vardı.
Yalnızlık dayanılması zor.
Ruhunuza yük ne varsa ondan kurtulun, bırakmak zor değil bilakis dertlerden kurtarır.
Yazın zor okunuyor, daha düzgün yazmaya çalış.
Sabır benim en zor sınavım! Ama ben kaderin bir gün bana gülümseyeceğine inanıyorum .
Bu çok zor bir soru.
Bu onlar için zor.
Benim için Türkçede yazı yazmak daha kolay. Türkçe konuşmak oldukça zor.
Sevgi o kadar zor değil.
Türkçe konuşmak benim için çok zor.
Görünüşe göre iyi bir pozisyon bulmak zor.
Her şeyi terk etmek çok zor geliyor.
Bu zor bir sorun değil.