Was heißt »genug« auf Türkisch?
Das Adjektiv »genug« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:
- yeter
Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen
Er trinkt nicht genug Muttermilch.
O yeteri kadar anne sütü içmiyor.
Du hast mehr als genug getan.
Gereğinden daha fazla yaptın.
Es gibt nicht genug Wasser.
Yeterince su yok.
Du verfügst nicht über genug Erfahrung.
Yeterince deneyim sahibi değilsin.
Yeterli deneyimin yok.
Es gab nicht genug Beweise, um ihn des Vergehens schuldig zu befinden.
Onu mahkûm etmek için suçla ilgili yeterli kanıt yoktu.
Sie hat genug Geld, um es zu kaufen.
Onu almak için yeterli parası var.
Wir haben noch genug Zeit, um es zu diskutieren.
Hâlâ onu tartışacak yeterli zamanımız var.
Ich habe genug Geld.
Yeterli param var.
Das Wasser ist warm genug zum Schwimmen.
Su yüzmek için yeterince sıcak.
Mein Deutsch ist nicht gut genug.
Almancam yeterince iyi değil.
Wir können dir gar nicht genug danken!
Sana yeterince teşekkür edemiyoruz.
Ich denke, ich habe genug gesehen.
Sanırım yeterince gördüm.
Sie haben genug Zeit.
Yeterli vakitleri var.
Du trinkst nicht genug Wasser.
Yeterince su içmiyorsun.
Ihr trinkt nicht genug Wasser.
Yeterince su içmiyorsunuz.
Ich weiß, dass ich gut genug bin.
Yeterince iyi olduğumu biliyorum.
Tom hat nicht genug Geld, um sich ein Haus zu kaufen.
Tom'un bir ev almak için yeterli parası yok.
Haben wir genug Zeit, um dies heute zu beenden?
Bunu bugün bitirmek için yeterli zamanımız var mı?
Erwarte keine großen Worte, eine kleine Geste ist genug
Büyük sözleri bekleme, ufak bir jest yeter.
Tom hat genug Zeit.
Tom'un yeterli zamanı var.
Manchmal ist ein Wort genug.
Bazen bir kelime yeterlidir.
Man muss seine Wege gehen, aber auch mutig genug sein, seine Richtung zu ändern.
İnsan yolunda ilerlemeli, ama yönünü değiştirebilecek kadar da cesaretli olmalı.
Lerne dir keine Gedanken zu machen, denn das Leben ist nicht lang genug, um Menschen zu bemitleiden, die dich nicht verdient haben.
Boşvermeyi bilmelisin, çünkü hayat, seni hak etmeyen insanlara üzüleceğin kadar uzun değil.
Halloween brauche ich nicht! Das normale Leben ist mir schon gruselig genug! Aber Freunde, die Süßigkeiten mitbringen, sind herzlich willkommen.
Cadılar Bayramı'na ihtiyacım yok! Normal hayat benim için yeterince korkutucu! Ama tatlıları getiren arkadaşlar kabul edilir.
Ich denke, ich habe lange genug gewartet.
Sanırım yeterince uzun bekledim.
Wie viel ist genug?
Ne kadar yeterli?
Ne kadar yeter?
Tom hat noch nicht genug getan.
Tom henüz yeterince yapmadı.
Tom hat nicht genug getan.
Tom yeterince yapmadı.
Mein Englisch ist nicht gut genug, um mein Problem zu erklären.
İngilizcem, sıkıntılarımı açıklamaya yetecek kadar iyi değil.
Synonyme
- Feierabend:
- paydos
- Schluss:
- kapanış
- Stopp:
- durak
Türkische Beispielsätze
Yıldızlar kadar arkadaşın olacağına, alaca karanlıkta parlayan ay gibi tek dostun olsun yeter.
Gözlerim bilgisayardan dört köşe oldu. Bu günlük bu kadar yeter, millet, iyi geceler.
Yaratıcı gücün güçlü olsun yeter.
Uçmak için kuş olmak gerekmiyor, küçük sevinçler olsun yeter!
Ben pahalı hediyeleri sevmem. Sıcacık bir kahve ve beni anlayan bir dost yeter bana.
Artık yeter, ağlama!
Bu para yeter mi?