Was heißt »glück­lich« auf Türkisch?

Das Adjektiv »glück­lich« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:

  • sanslı
  • başarılı
  • muvaffakıyetli

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Diese Nachricht zu hören machte sie glücklich.

Bu haberi duymak onu mutlu etti.

Die Nachricht hat ihn glücklich gemacht.

Haber onu mutlu etti.

Sie lebten glücklich bis ans Ende ihrer Tage.

Ölene dek mutlu yaşadılar.

Er hat sie glücklich gemacht.

Onu mutlu etti.

Im Moment bin ich überhaupt nicht glücklich.

Şu an hiç mutlu değilim.

Wir sind glücklich.

Biz mutluyuz.

Obwohl er reich ist, ist er nicht glücklich.

Zengin olmasına rağmen mutlu değil.

Tony war glücklich.

Tony mutluydu.

Ich bin mehr als glücklich.

Mutludan öteyim.

Ich bin glücklich.

Mutluyum.

Ich bin sehr glücklich, dich heute zu treffen.

Bugün seninle buluşacağım için çok mutluyum.

Sie sieht glücklich aus.

Mutlu görünüyor.

Sie macht mich glücklich.

O beni mutlu ediyor.

Wenn ihr wollt, dass die, die arbeiten, glücklich sind, müsst ihr ihnen einen ausreichenden Lohn zahlen.

Çalışanlarınızın mutlu olmasını istiyorsanız, onlara yeterli bir ücret ödemelisiniz.

Wer lacht, ist glücklich.

Gülen bir kişi mutludur.

Tom war nicht glücklich.

Tom mutlu değildi.

Wir sind immer glücklich.

Her zaman mutluyuz.

Sie sind glücklich.

Onlar mutlular.

Wenn ich glücklich bin, gibt es nichts, was ich nicht tun könnte.

Mutlu olunca yapamayacağım şey yok.

Ich konnte nie glücklich sein.

Ben hiç mutlu olamadım.

Du hast das Recht, glücklich zu sein.

Mutlu olmaya hakkın var.

Ich bin sicher, du bist nicht halb so glücklich wie ich.

Benim olduğumun yarısı kadar memnun olmadığına eminim.

Tom ist nicht glücklich.

Tom mutlu değil.

Ich weiß, warum du hier nicht glücklich bist.

Neden burada mutlu olmadığını biliyorum.

Sie scheinen glücklich zu sein, nicht wahr?

Mutlu görünüyorsunuz, değil mi?

Mutlu görünüyorlar, değil mi?

Lächle und sei glücklich!

Gülümse ve mutlu ol!

Nicht die Glücklichen sind dankbar. Es sind die Dankbaren, die glücklich sind.

Mutlu olanlar değildir şükredenler. Şükredenler mutlu olanlardır.

Tu, was dich glücklich macht!

Seni mutlu edeni yap!

Einfach lächeln und glücklich sein.

Sadece gülümsemek ve mutlu olmak.

Ich bin glücklich, weil ich es sein will!

Mutluyum öyle olmak istediğim için!

Teilen macht den Menschen glücklich.

Paylaşmak mutlu eder insanı.

Außerdem bin ich sehr glücklich, dich kennengelernt zu haben.

Ayrıca, seni tanıdığım için çok mutluyum.

Je hässlicher ich lache, desto glücklicher bin ich.

Ne kadar çirkin gülüyorsam o kadar mutluyumdur.

Auch wenn ich nicht mehr in deinem Leben bin, möchte ich nur, dass du glücklich bist.

Ben senin hayatında olmasam da, sadece senin mutlu olmanı istiyorum.

Dinge, die mich nicht glücklich machen, können weg.

Beni mutlu etmeyen şeyler, gidebilir.

Dass du immer glücklich bist, ist mein größter Wunsch für dich.

Her zaman mutlu olman, senin için en büyük dileğimdir benim.

Viel braucht man nicht, um glücklich zu sein; Augen, die erkennen können, ein Herz welches versteht und eine Seele die lebt, reicht.

Mutlu olmak için çok şeye gerek yok. Gözün görsün, kalbin anlasın ve ruhun yaşasın.

Dass du immer glücklich bist, das ist mein größter Wunsch für dich.

Her zaman mutlu olman, senin için en büyük dileğimdir benim .

Weißt du eigentlich, dass du mich zum glücklichsten Menschen auf der ganzen Welt machst?

Beni dünyanın en mutlu insanı yaptığını biliyor musun?

Wenn ich nur 5 Minuten deine Stimme höre, bin ich anschließend 23 Stunden und 55 Minuten glücklich.

Sadece 5 dakika sesini duyarsam, sonrasında 23 saat 55 dakika mutluyum.

Ich weiß, dass Tom hier nicht sehr glücklich ist.

Tom'un burada çok mutlu olmadığını biliyorum.

Sei frei, verrückt und glücklich!

Özgür, deli ve mutlu ol!

Ich habe beschlossen, heute glücklich zu sein.

Bugün mutlu olmayi seçiyorum.

Ich will nur, dass du glücklich bist, auch wenn das heißt, dass ich nicht mehr in deinem Leben sein kann.

Ben senin hayatında olamasam da, sadece senin mutlu olmanı istiyorum.

Da ist jemand ganz glücklich, bei Mama zu sein.

Orada birileri o kadar mutlu ki, annesinin yanında diye.

Vergiss nicht, heute glücklich zu sein!

Bugün mutlu olmayı unutma!

Wer kann dich glücklich machen, wenn du nicht bereit bist?

Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?

Wenn du glücklich bist, genießt du die Musik. Aber erst wenn du traurig bist, kannst du sie verstehen.

Eğer sen mutluysan, müziğin tadını çıkarırsın. Ama eğer üzgünsün, onu daha iyi anlayabilirsin.

Ich will nicht toll aussehen, wenn ich alt bin, sondern glücklich.

Yaşlandığımda hoş bir görünüme sahip olmak istemiyorum, mutlu olduğum görünün istiyorum.

Du bist nie zu alt, um das zu tun, was dich glücklich macht. Am Ende deines Lebens bedankt sich keiner bei dir. Mach es nur einem recht! Dir selbst!

Seni mutlu eden şeyi yapmak için asla çok yaşlı değilsin. Hayatın sonunda kimse sana teşekkür etmeyecek. Sadece birini memnun et! Kendini!

Es kommt im Leben nicht darauf an, Glück zu haben, sondern glücklich zu sein.

Hayatta şanslı olmak değildir sayan, mutlu olmaktır önemli olançi.

Sie können ein Land zerstören, aber sie können nicht den Willen eines Vaters zerstören, der bereit ist, alles zu tun, um seine Kinder glücklich zu machen, trotz der Welt die sie umgibt.

Bir Ülkeyi yok edebilirsiniz, ancak çocuklarını mutlu etmek için her şeyi yapmaya istekli bir babanın iradesini yok edemezsiniz, çevrelerindeki dünyaya rağmen

Tom muss sehr glücklich sein.

Tom çok mutlu olmalı.

Tom sagte, Maria sei sehr glücklich.

Tom Mary'nin çok mutlu olduğunu söyledi.

Wenn ich immer glücklich wäre, wovon sollte ich dann träumen?

Hayatta hep mutlu olursam, hayalini kuracak neyim kalır?

Wer bekommt, was er mag, ist erfolgreich. Wer mag, was er bekommt, ist glücklich.

İstediğini elde eden, başarılıdır. Elde ettiğini seven, mutludur.

Wenn du die Möglichkeit hast, jemanden glücklich oder fröhlich zu machen, mach es! Die Welt braucht mehr davon.

Eğer elinde birini mutlu ve neşeli kılabilme imkanın varsa. Yap! Dünyanın buna çok ihtiyacı var.

Ich will weder das, was ich habe, noch das, was ich eh nicht bekommen kann. Beides macht mich nicht glücklich. Doch diese Erkenntnis fühlt sich endlich richtig gut an.

Ne sahip olduğum şeyi istiyorum ne de sahip olamayacağım şeyi. İkisi de beni mutlu etmiyor. Ancak bunu idrak etmek bana kendimi gerçekten iyi hissettiriyor.

Du sahst glücklich aus.

Mutlu görünüyordun.

Er ist so glücklich.

O, çok mutlu.

Du bist glücklich.

Sen mutlusun.

Synonyme

gut:
iyi
hap­py:
mutlu
zu­frie­den:
hoşnut
memnun

Türkische Beispielsätze

  • Hepinize güzel bir pazartesi ve yeni haftaya başarılı bir giriş diliyorum !

  • Bu metot daha başarılı.

  • İlk denememde başarılı oldum.

Untergeordnete Begriffe

über­glück­lich:
son derece mutlu

Glücklich übersetzt in weiteren Sprachen:

Quellen:
  1. [Übersetzungen] Wiktionary-Autoren: glücklich. In: Wiktionary – Das freie Wörterbuch, 2023, [online] de.wiktionary.org, CC BY-SA 3.0
  2. [Synonyme] OpenThesaurus-User: glücklich. In: OpenThesaurus – Das freie Wörterbuch für Synonyme, 2023, [online] openthesaurus.de, CC BY-SA 4.0
  3. [Beispielübersetzungen] User-generated content: Satz Nr. 352458, 354904, 369950, 397010, 413192, 457193, 509207, 522502, 561037, 626253, 948152, 953047, 1343460, 1711457, 2480310, 2577467, 2595944, 2774947, 3069816, 3712559, 3766331, 3846098, 4051634, 4051803, 4996468, 5207166, 5576741, 5628463, 5639554, 5653673, 5653895, 5686012, 5824651, 5865272, 6018424, 6200422, 6202652, 6202661, 6301208, 6309100, 6328737, 6400670, 6405519, 6614068, 6669002, 6685795, 6686597, 6736475, 6819013, 6831080, 6901327, 6924292, 6938833, 7078882, 7585273, 7751414, 7759885, 8112732, 9559931, 9985899, 10083831, 6200428, 7776493 & 1416073. In: tatoeba.org, CC BY 2.0 FR