Was heißt »schau­en« auf Türkisch?

Das Verb »schau­en« lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:

  • bakmak
  • dikkat etmek
  • çalışmak

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Ich schaue gerne Fußballspiele.

Futbol oyunlarını izlemeyi severim.

Ich schaue oft vor dem Abendessen fern.

Akşam yemeğinden önce sık sık televizyon seyrederim.

Die Familie schaut sich zusammen einen Film an.

Aile birlikte bir film izliyor.

Sie schaute ein paar Kleider an und wählte das teuerste aus.

Birkaç elbiseye baktı ve en pahalı olanı seçti.

Der Wirt stand in der Ecke, schaute und wusste nicht, was er sagen sollte.

Ev sahibi köşede durmuş, ne diyeceğini bilemez bir halde bakıyordu.

Ich schaute sie an.

Ona bakıyordum.

Mit dem Teleskop schauen wir in die Vergangenheit.

Teleskopla geçmişe bakıyoruz.

Warum schaust du mir nicht in die Augen?

Neden gözlerimin içine bakmıyorsun?

Ich schaue die Wörter im Wörterbuch oder im Internet nach.

Sözlükte ve internette sözcüklere bakıyorum.

Das Auge ist ein Fenster, das ins Herz schaut.

Göz bir penceredir gönüle bakar.

Je tiefer ich in deine Augen schaue, umso mehr bemerke ich, wie schön das Leben wirklich ist.

Gözlerine daha derin baktığımda, hayatın çok güzel olduğunu daha iyi anlıyorum.

Ich wollte schauen, ob ihr schon wach seid? Dann wünsche ich euch einen schönen Tag und guten Morgen!

Uyandınız mı bakım? O zaman sizlere iyi bir gün ve güaydın dilerim!

Ohne nach links zu schauen, fuhr der Fahrer los.

Sürücü sola bakmadan yola çikti.

Wir sind hierher gekommen, um zu schauen, ob du hier bist.

Burada mısın diye bakmaya geldik.

Seitdem ich denken kann, schaue ich mir die Wolken an und sehe Motive. Siehst du hier auch etwas in diesem Bild?

Kendimi bildim bileli bulutlara bakar, şekiller görürüm. Sen de bu resimde bir şey görüyor musun?

Darf ich einmal in Ihren Korb schauen?

Sepetinizin içine bakabilir miyim?

Was wir sehen, hängt meistens davon ab, wonach wir schauen.

Ne gördüğün, genelde neye baktığına bağlıdır.

Wenn sich eine Tür schließt, sollte man auch nicht mehr durch das Schlüsselloch schauen.

Bir kapı kapandığında, artık anahtar deliğinden bakmamalısın.

Je tiefer ich in deine Augen schaue, umso mehr merke ich, wie schön das Leben wirklich ist.

Gözlerine ne kadar derin baksam bir o kadar hayatın ne denli güzel olduğunu anlıyorum.

„Ich bin zu dick.“ – „Das finde ich gar nicht. Du schaust toll aus und gefällst mir so dick, wie du bist.“

"Ben çok şişmanım." - "Hiç sanmıyorum. Harika görünüyorsun ve bu kadar şişman olmanı seviyorum."

Zapp nicht um, ich schaue mir das grad an.

Kanalı değiştirme, ben bakıyorum.

Synonyme

bli­cken:
göz atmak
gu­cken:
seyretmek
se­hen:
görmek
zu­se­hen:
seyretmek

Türkische Beispielsätze

  • Tom ve karısı kıt kanaat geçinmek için her ikisi çalışmak zorunda.

  • Hayalini gerçekleştireceksen, daha fazla çalışmak zorundasın.

  • Tom yarın çalışmak istemiyor.

  • Pazar çalışmak zorunda mısın?

  • Çok çalışmak zorundasın.

  • Arkadaşım çalışmak için kütüphaneye gider.

  • Uçak çalışmak üzere.

  • Bebeğe bakmak istiyorum.

  • Artık burada çalışmak istemiyorum.

  • Bugünden itibaren derslerime daha çok çalışmak için karar verdim.

  • Bugün çalışmak mı? Bugün kendime tatil ilan ettim!

Schauen übersetzt in weiteren Sprachen:

Quellen:
  1. [Übersetzungen] Wiktionary-Autoren: schauen. In: Wiktionary – Das freie Wörterbuch, 2022, [online] de.wiktionary.org, CC BY-SA 3.0
  2. [Synonyme] OpenThesaurus-User: schauen. In: OpenThesaurus – Das freie Wörterbuch für Synonyme, 2023, [online] openthesaurus.de, CC BY-SA 4.0
  3. [Beispielübersetzungen] User-generated content: Satz Nr. 369907, 431413, 689653, 942914, 2217560, 3101444, 3473785, 3699148, 4748802, 5386294, 5809452, 6459678, 6563502, 6641178, 6956863, 6971460, 7109348, 7263021, 7548397, 8545104, 9563925, 1037797, 1014206, 1643155, 2940033, 3545211, 4140082, 4263120, 4722041, 5232326, 5739955 & 6876903. In: tatoeba.org, CC BY 2.0 FR