Was heißt »außer« auf Türkisch?
Die Präposition »außer« (auch: ausser) lässt sich wie folgt von Deutsch auf Türkisch übersetzen:
- dışında
Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen
Es gibt Leute auf der Welt, die so hungrig sind, dass Gott ihnen nicht erscheinen kann, außer in Form von Brot.
Dünya'da o kadar aç insanlar var ki, tanrı onlara ekmekten başka şekilde gözükmüyor.
Das steht außer Frage.
O söz konusu değil.
Es steht außer Zweifel, dass er ihn liebt, aber er wird ihn nicht heiraten.
Onu sevdiğine şüphe yok ama onunla evlenmeyecek.
Das hungrige Baby tat nichts, außer zu schreien.
Aç bebek ağlamaktan başka bir şey yapmadı.
Es steht außer Zweifel, dass ein kurzer Artikel dieses Thema bestenfalls anreißen kann.
Kısa bir yazının en iyi ihtimalle bu konuya değinebileceğine şüphe yok.
Sie haben einen wunderbaren Text geschrieben! Es steht außer Zweifel: Sie haben eine poetische Seele und ein großes Talent.
Harika bir metin yazdınız! Şiirsel bir ruhunuz ve büyük bir yeteneğiniz olduğuna şüphe yok.
Alle lachten – außer Tom.
Tom hariç herkes güldü.
Alle außer Tom und Maria sind gegangen.
Tom ve Mary hariç herkes gitti.
Keiner mag Maria – außer Tom.
Tom hariç, Maria'yı kimse sevmez.
Deswegen können wir nicht außer Haus gehen.
Bu nedenle evden dışarı çıkamıyoruz.
Tom macht nichts außer weinen.
Tom ağlamak dışında hiçbir şey yapmaz.
Niemand war da außer mir.
Benim dışımda orada kimse yoktu.
Man kann alles kontrollieren, außer seinem Herzen.
İnsan her şeyi kontrol edebilir, kalbi hariç.
Ich kenne hier niemanden außer Tom.
Tom hariç buradaki hiç kimseyi tanımıyorum.
Niemand außer dir kann das machen.
Bunu senden başka kimse yapamaz.
Den öffentlichen Medien zufolge hat die vietnamesische Regierung am Donnerstag den Sperrzustand über ein Dorf von 10 000 Einwohnern verhängt, womit Vietnam das erste Land außer China ist, in dem eine Massenquarantäne angeordnet wurde.
Kamu medyasına göre, Vietnam hükümeti Perşembe günü 10.000 kişilik bir köye tecrit uygulayarak Vietnam'ı Çin dışında toplu karantina uygulayan ilk ülke yaptı.
Synonyme
Türkische Beispielsätze
Şehir dışında bizi götürmeye hazır bir otobüs bekliyor.
Çeviri yapabilmek için anadil dışında en az bir dil daha bilmek gerekir.
Şehirde yaşamak şehir dışında yaşamaktan tamamen farklı bir şeydir.
Beklenmedik bir şey olmasının dışında yarın Antalya'ya gideceğim.
Amcam yıllarca yurt dışında yaşadı.
Öğretmen beni yurt dışında eğitim için teşvik etti.