Was heißt »ver­fol­gen« auf Türkisch?

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Sie verfolgen den Einbrecher.

Hırsızı takip ediyorlar.

Ich verfolge Sie nicht.

Sizi takip etmiyorum.

Sizin peşinizden gelmiyorum.

Ich verfolge dich nicht.

Seni takip etmiyorum.

Senin peşinden gelmiyorum.

Gestern und heute habe ich das Gefühl gehabt, verfolgt zu werden. Täusche ich mich da?

Dün ve bugün takip edildiğimi hissettim, yanılıyor muyum?

Glaubst du, die verfolgen uns?

Bizi takip ettiklerini mi düşünüyorsun?

Bizim peşimizden geldiklerini mi düşünüyorsun?

Sence bizi takip mi ediyorlar?

Sence bizim peşimizden mi geliyorlar?

Immer mehr Frauen verfolgen eine eigene Karriere und sind von ihren Männern finanziell unabhängig.

Giderek daha fazla kadın kendi kariyerlerinin peşinden gidiyor ve mali açıdan kocalarından bağımsız.

Synonyme

be­schat­ten:

gölgelemek

ja­gen:

avlamak

avlanmak

nach­ge­hen:

peşinden gitmek

trei­ben:

açmak

açtırmak

şekillendirmek

sikişmek

sürmek

sürüklenmek

yapmak

yeşermek

yeşertmek

Antonyme

hel­fen:

yardım etmek

ig­no­rie­ren:

ihmal etmek

nie­der­le­gen:

görevden çekilmek

makamı bırakmak

uzanmak

yere koymak

un­ter­stüt­zen:

desteklemek

Türkische Beispielsätze

• Televizyon izlemek istemiyorum.

• Tom biraz televizyon izlemek istediğini söyledi.