Was heißt »Eu­ro­pa« auf Türkisch?

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Gonzales schenkt allen seinen Angestellten in Europa ein Fahrrad.

Gonzales Avrupa'da tüm çalışanlarına bir bisiklet sunuyor.

Die Ausstellung zeigte moderne Kunst aus Europa.

Gösteri Avrupa'dan modern sanatı sundu.

Europa braucht eine gemeinsame Sprache.

Avrupa'nın ortak bir dile ihtiyacı var.

Wir kommen im Juni nach Europa zurück!

Haziranda Avrupa'ya geri geliyoruz.

Nach dem Ende der Römerzeit war die romanische Architektur der erste Kunststil, der überall in Europa angewendet wurde.

Roma döneminden sonra Romanesk tarzının ilk mimarları bu tarzı tüm Avrupa 'da uygulamaya başladı.

In Europa gibt es viele alte Schlösser.

Avrupa'da birçok eski şato vardır.

Was macht Tom denn hier? Ich dachte, der wäre in Europa.

Tom burada ne yapıyor? Onun Avrupa'da olduğunu sanıyordum.

In Europa gibt es keine Pyramiden.

Avrupa'da hiç piramit yok.

Kannst du’s glauben? Wir sind in Europa!

Buna inanabiliyor musun? Biz Avrupa'dayız!

Es gibt kein Europa.

Avrupa yok.

Synonyme

Eu­ro­pä­i­sche Uni­on:

Avrupa Birliği

Antonyme

Af­ri­ka:

Afrika

Ame­ri­ka:

Amerika

Asi­en:

Asya

Aus­t­ra­li­en:

Avustralya

Türkische Beispielsätze

• "Esperanto: Avrupa veya Asya dili" denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.

• Fransa, Batı Avrupa'nın en geniş ülkesidir.

• Ülkemin Avrupa Birliği üyesi olmasını istemiyorum.

Übergeordnete Begriffe

Eu­ra­si­en:

Avrasya

Kon­ti­nent:

kıta

Untergeordnete Begriffe

Ost­eu­ro­pa:

Doğu Avrupa

Süd­ost­eu­ro­pa:

Güneydoğu Avrupa