Was heißt »Ha­ben« auf Türkisch?

Deutsch/Türkische Beispielübersetzungen

Haben Sie dieses Wochenende Zeit?

Bu hafta sonu vaktiniz var mı?

Haben Sie Kinder?

Çocuğun var mı?

Haben Sie einen Tisch für fünf Personen?

Beş kişilik masanız var mı?

Haben Sie in letzter Zeit irgendwelche Filme gesehen?

Son zamanlarda hiç film seyrettin mi?

Haben Sie diesen Mann gesehen?

Bu adamı gördünüz mü?

Haben Sie den Brief erhalten?

Mektubu teslim aldınız mı ?

Haben Sie Ihre Hausaufgaben gemacht?

Ödevini yaptın mı?

Haben Sie Hunger?

Acıktınız mı?

Haben Sie eine Kopie?

Kopyanız var mı?

Haben Sie schon entschieden, wo Sie das Weihnachten feiern werden?

Noel'i nerede kutlayacaklarına karar verdiniz mi?

Haben Sie einen Termin für Ihre Hochzeit festgesetzt?

Düğününüz için bir tarih ayarladın mı?

Haben Sie irgendeine Idee dazu?

Onun hakkında hiç fikrin var mı?

Haben Sie gestern mit meinem Vater gesprochen?

Dün babamla konuştunuz mu?

Haben wir etwas zu feiern?

Kutlayacak bir şeyimiz var mı?

Haben Sie gesehen, was Tom mit Maria gemacht hat?

Tom'un Mary'yle ne yaptığını gördün mü?

Haben Sie gehört, was Tom gesagt hat?

Tom'un ne dediğini duydunuz mu?

Haben Sie Bilder von Boston?

Sizde Boston fotoğrafı var mı?

Haben Sie eben „Neurussland“ gesagt?

Az önce “Yeni Rusya” mı dediniz?

Haben Sie eine englische Speisekarte?

İngilizce bir menünüz var mı?

Haben Sie Probleme beim Schlucken?

Yutmayla ilgili sorununuz var mı?

Haben Sie wohl einen Stadtplan?

Bir şehir planı var mı acaba?

Haben Sie alle benachrichtigt?

Herkese haber verdiniz mi?

Haben wir das günstigste Brot gekauft?

En düşük fiyatlı ekmeği mi aldık?

Haben euch die Lehrer irregeführt?

Öğretmenler sizi kandırdı mı?

Haben wir genug Zeit, um dies heute zu beenden?

Bunu bugün bitirmek için yeterli zamanımız var mı?

Haben Sie sich bei dieser Firma beworben?

Bu şirkete iş başvurusu yaptınız mı?

Haben Sie fünf Dollar?

Beş dolarınız var mı?

Haben Sie das Geld mitgebracht?

Parayı getirdiniz mi?

Haben Ihre Brüder das Match gewonnen?

Kardeşleriniz maçı kazandı mi?

Haben Sie das auch in Größe M?

Bunun medyumu da sizde var mı?

Sizde bunun medyumu da var mı?

Haben Sie mich gerade angerufen?

Sadece beni aradın mı?

Synonyme

Gut­ha­ben:

mevduat

Gut­schrift:

alacak dekontu

Türkische Beispielsätze

• Bu şifreyi kırmak biraz zaman alacak.

• Başkanın adamları bir kalem oynatmayla ipten alacak gücü vardı.

• Duş alacak.

• Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.